Hava Durumu

İslam düşmanı Avrupa! (1)

Yazının Giriş Tarihi: 26.08.2016 09:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.08.2016 09:01

Lozan'da Fransa Başbakanı Clemenso ile İngiltere Dış İşleri Bakanı Lord Gurzon, Türk heyetine dönerek, beyler sizinle asla dost olamayız. İşte Kutsal kitabınız elimde. Bakınız ne diyor:

 " Yahudi ve Hristiyanları dost edinmeyiniz..." sizler bu Kitabı hayatınızın merkezine koyduğunuz müddetçe, sizinle asla dostluk kuramayız".

Anlaşma yapıldıktan sonra işin özüne vakıf olmayan İngiliz milletvekilleri, avam kamarasında, Niçin Türklerin istiklaliyetini kabul ettiniz? diye yükselen eleştirilere, kürsüye çıkıp şöyle sesleniyor:

"Beyler! Elimde tuttuğum şu kitap, Müslümanların Kitab-ı mukaddesi'dir.  Tarih şahittir ki, bu kitap ellerinde olduğunca bizler hiçbir zaman onlara hâkim olamadık. Bu nedenle, Ya bu kitabı (Kur'ân) ortadan kaldırmalıydık ki, bu mümkün değildir. Çünkü Müslümanlar bunu ezberinde taşıyorlar, ya da bu kitabın hükümlerini ORTADAN kaldırmalı ve Müslümanları Kur'ân'dan soğutmalıyız. İşte biz bu ikinci önermeyi Türk heyetine kabul ettirdik. Asıl bundan sonra Türkler bir daha eski şevketlerine ve güçlerine kavuşamayacaklar. Zira biz onları ruh cephesinden öldürmüş bulunuyoruz."

Evet, bugün Müslüman dünyayı içten saran bu mel'un Feto dinine baktığımız zaman, aynen Lozan'da Gürzon ve Klemenso'nun planının harfiyyen uygulandığını görüyoruz. Zira Kur'an' ortadan kaldıramayan Haçlılar daha büyük ve sinsi bir yol takip ettiler. Müslüman bir imamı, birçok vaat ve menfaatler karşılığında, satın alarak, özel bir himaye altında, planladıkları gayeye ulaşmak için, adım adım, planın diğer ayaklarını hayata geçirdiler.

İMAM KİSVELİ BAŞARILI BİR PAPAZ!

Evvelâ, gerilemenin verdiği kompleks ile milletin önüne başarılı bir din adamı profilini ortaya çıkardılar.

Sonra; insanların bir hayat boyunca ihtiyaç duydukları bütün alanlara, mesleklere el atarak, bunları başarılı bir şekilde hayata geçirdiler. Hastanelerden tutun, okullara, işyerlerine, şirketlere, resmi kurumlara, ticarethanelere, şirketlere, futbol ve tiyatro alanlarına, medya ve TV'lere... vb. kadar, insanın yaşarken ihtiyaç duyacağı ne varsa, bütün bu alanlarda başarılı bir şekilde yapılandılar. Esasen bu sarmal ağlar, bir milleti ve özellikle gençliği topyekûn ele geçirme hareketiydi. Her alanda hiçbir engele takılmadan belirlenen hedefe doğru sinsice ilerlediler. Öyle ki, yıllardan beri Müslüman halkın bezdiği bir "şeflik zihniyeti"nin laiklik adına yapılan baskı ve zulümlerden gına getirmiş muhafazakârların iktidara getirdiği Hükümet bile bu münafık görüntüye aldanarak, bunlar her açıdan "yürü kulum" diyerek, destek oldular. Sonunda bir ülkeyi bütün kurumlarıyla birlikte sardılar.

Not: Bir sonraki makalede konuya devam edilecektir.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.