Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

İlahi rahmet ve toplumda oynadığımız roller

Yazının Giriş Tarihi: 03.01.2025 07:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 02.01.2025 16:12

Zaman zaman sosyal medya paylaşımlarında “radikal, çirkin, küfr ve şen’i” paylaşım yapan kişilerle karşılaşıyoruz. Bu durum bizi rahatsız etse de iç dünyamızda bunun nedeni hakkında bazı düşünceler bizi sarmalıyor. Nihayet bunun cevabını kendimce “Füsus ul Hikem” adlı eserde buldum.

Şöyle ki:

“Rahmeti vasiat kulle şey’in” (A’raf 156). Yani benim rahmetim her şeyi kaplamıştır. Hadis-i şerifte ise, “sabakat rahmeti ela ğadabin”; yani rahmetim gazabımı geçmiştir. Bu ifadelerde Allah’ın rahmetinin kuşatıcılığı nazara verilmiştir.

“Evet, Rahmet nisbidir (göreceli). Bir kimseye olan rahmet, diğerine göre azaptır. Örneğin; necaset (pislik) içinde bulunmak insan için azaptır. Fakat onunla beslenen necaset böceği ve domuz gibi hayvanlar için nimet ve rahattır. Gül koklandıkça insana rahat verir. Hâlbuki necaset böceği gül kokusundan müteezzi (eziyet çekmek) olup bayılır. O böcek için gül kokusu ve gül bahçesi ayn-ı cehennemdir”.

Mesela tiyatro yazarları, tiyatro sahnelerinde oynanacak oyunları tertip ederler. Şahısların her birisine bir vazife verilir. Oyun halka sunulmadan önce provaları yapılır. Diyelim ki; Ahmet’e adalet ve Mehmet’e zulüm ve Ali’ye zalimi te’dip ve Hasan’a birisini öldürme ve Meltem’e de fuhuş… vesaire gibi vazifelerin dağılımı yapılır. Bu vazifeler herkesin istidadına/yeteneğine göre seçilir. Zira adalet vazifesini istidadı gereği en iyi ifa edecek olan bir kimseye “zalimlik” görevi tevdi olunsa, istidadı müsait olmadığı için hakkıyla yerine getiremez; oyun zevksiz olur. Bu ise yazarın eserinde riayet etmiş olduğu hikmet kaidesine zıt/ters düşer. Zira “hikmet” her şeyi yerli yerine koymaktır. Şimdi tiyatral oyun halkın nazarına sunulduğu vakit her bir şahıs istidadı gereğince kendisine verilen vazifeyi icra eder. Onun dışına çıkmak ihtimali yoktur.

Yukarıda mezkur misaller penceresinden içinde yaşadığımız topluma baktığımızda; sosyal-içtimai hayatta her fert kendi istidadınca bir rol üstlenmiş ve yaşam sahnesinde hayatının tiyatrosunu oynamaktadır. Bu nedenle, bazı insanlar istidadı gereği, fitne, garaz, kin, gazap ve öfkeden… vs. lezzet alır. Şu halde cehennem denilen yer, onun hakkında ayn-ı cennet olur. Eğer cennet denilen bir rahat yerine konulsa, orada rahatsız olur. Bazı kimselerin istidadı, rıza muktezasından tezevvuku (zevk ve lezzet almak) icab eder. Onun hakkında “dar-ı nimet” olan cennet mahall-i rahat ve “intikam ve gazap yeri olan cehennem” ise mahall-i azap olur…

Velhasıl rahmet nisbidir. Herkes kendi fıtratına uygun rolleri icra ediyor. Bu noktadan baktığımızda toplumdaki olumsuz ve şirret saçan kişileri, sadece ibret ve hayretle seyrediyorum. Bu hal ve hareketlerden de kendime ders ve pay çıkarıyorum.

Ayet ve hadislerden çıkarılan şu şiirsel sözler her şeyi ortaya koyuyor:

“İyi olsun kötü olsun,

Kim ne yaparsa kendine yapar;

Bir kimsenin kendi eliyle yaptığını,

Onun hakkında hiç kimse yapamaz.”

Evet, bu dünya sahnesinde herkes kendisine “kaderden biçilen” rolü oynamaktadır. İstidadının, fıtratının gereğini yapıyor. Toplumun sosyal ve içtimai hayat tiyatrosunda; “medeni mümin ile medeni kâfirin suret ve siret ve zahir ve batın farklarını açık bir şekilde görmek isteyen; ”hayaliyle ‘Norşin’ karyesindeki Seydanın meclisine gidip baksın: Orada fukara kıyafetinde melikler, padişahlar ve insan elbisesinde melaikeleri bir sohbet-i kudsiyede görecekler. Sonra da Paris’e git ve en büyük localarına gir, göreceksin ki, akrepler insan libasını giymiş ve ifritler/şeytanlar adam suretini almışlar”.

Not: İdrak ettiğimiz Regaib Kandili ve Üç Aylar’ımızı tebrik eder, bu mübarek günlerin bizlere, vatanımıza, milletimize ve bütün İslam âlemine, huzur, rahmet ve bereket olarak tecelli etmesini Yüce Rabbimizden niyaz ediyorum.

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.