"Bir topluluk kendini değiştirmedikçe Allah da onları değiştirmeyecektir". (Rad-11)

Bu ayetin zıt anlamından yola çıkarsak; eğer bir yerde değişim olmuş, eldeki nimetlerden olmuş ve o toplum zevale ermişse, demek ki, bunun sebebi kendi tavır ve fiillerinden dolayıdır.

Bu kaziyeden yola çıkarsak 900 yıllık bir "Endülüs Emevi" döneminin yerinde bugün zeval rüzgârlarının neden estiğini anlamak mümkündür.

Bir defa yukarıdaki ayet kanun u gibi keskin ve mutlaktır. "Evet, suyun kaldırma kanunu", "Yerin Çekim Kanunu", "Foto sentez" kanunları gibi yukarıdaki ayet de içtimai ve sosyal hayatta geçerli tekvini bir kanun yani mutlak bir adetullah kanunudur.

Yukarıdaki kanunu teyiden yine Cenab-ı Hak buyuruyor: "biz bir beldeyi helak etmek istediğimizde, onların şımarık sınıfına emrederizve onlar kötülük işleyip yoldan çıkarlar. Böylece o ülkeye ( azap edeceğimiz hakkındaki) sözümüz hak olur, biz de orayı darmadağan ederiz." (isra 16)

ENDÜLÜS MEDENİYETİNİN VERDİĞİ MESAJ

Endülüs gezimizde rehberimizin anlattıkları tam da bu ayette dikkat çekilen durumun ortaya çıkmasıdır. Medeniyetin, maarifin, fen ve bilimin zirve yaptığı bir mekanda ve bir kavmin özellikle yönetici ve başa geçen takımın, bu nimetlerin kadrini idrak etmemesi ve bir  zevk ü sefa, kişisel imtiyaz ve saltanat içinde, ihtişamlı bir hayat sürmesi, kendileriyle beraber koca bir milletin de talihinin ters dönmesine yol açmıştır. Yani sefahat baştakilerin, sefalet de milletin kaderi olmuştur.

Evet, iç bünyedeki bir bozulma söz konusu olur ve ruh dünyasının yıldızları dökülürse, sosyal hayatta da milletin talihi tersine döner, göz kamaştırıcı bütün nurlar da geldikleri yerlere gerisin geriye döner ve söner giderler.

Bugün muhteşem Emevi Medeniyetinin yerlerinde yeller esmektedir. Küffar bütün zulüm ve inkâr mumlarını, Emevi Saltanatının kalıntıları üzerinde yakmaya devam ediyor. Belki de  baştakımının ihtirasını, hatasını ve günahını top yekün bir millet çekiyor. 

Akibette baktığımızda ise, o muhteşem topraklarda ne zevk ü ihtişam arzusuyla oturup kalkan baştakımı kalmış, ne de onların yüzünden bir millet (islam) kalmış.

Kur'an'ın ifadesiyle; "ibret alınız ey akıl  sahipleri! Bunda düşünen akıllar için nice ibretler vardır."