Hava Durumu

Hükümetin düştüğü tuzak!

Yazının Giriş Tarihi: 29.05.2020 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.05.2020 07:30

Türkiye'nin son bir-iki asırlık tarihi seyrini takip edenler şunu görürler ki, ülkede iki kısım güruhun olduğunu fark ederler:

Biri; sırf ötenler,

Diğeri; üretenler.

Fakat gariptir ki, ötenler dışarıdan aldıkları bir kısım destekle, daima etkin olmuş ve sesi gür çıkmıştır.

Diğer kesim ise, birincilerin oluşturdukları müthiş baskı (Mobbing) çemberi içinde, cılız kalmış ve sinmişlerdir.

Birinci kesim, aynı zamanda yönetim, medya, bürokrasi, sanat ve kültürel alanda örgütlenerek bir mekanizma karararak, diğerlerine ikinci sınıf vatandaş (Zenci) muamelesini yapmaktan geri durmamış. Bununla da yetinmeyerek, Maarif teşkilatını da kendi amaçları doğrultusunda dizayn ederek, fikir ve düşüncelerini ikinci kısım vatandaşlara (Resmi ideoloji) zoraki enjekte ederek, "yontulmuş ve formelleştirilmiş" bir mahsulü bilhassa cumhuriyetten beri üretmeye devam etmişlerdir. Öyle katı bir şekilde ve büyük bir taassup içinde bu hedeflerini sürdürmüşler ki, ikinciler tarafından zaman zaman farklı düşünce ve fikirler ortaya atıldığında, tek ağız bir koro halinde, aforoz mekanizmasını işleterek, anında yok etmişlerdir. (Bu hususta da en büyük desteği, dışarıdaki ecnebi efendilerinden alıyorlar ve almaya devam edecekler)

İTTİHAT- TERAKKİ ZİHNİYETİ!

İşte, dört mevsim gibi yukarıdaki icraatlar bir-iki asırdır bu ülkede dönüp dolanmakta, farklı farklı rötuşlarla, çatlayan kısımlara yama atılarak vizyona sokulmaktadır.

Birincileri, bu ülkede ittihat terakki zihniyeti ve devamı olan Halk Partisi ve avaneleri;

İkincileri ise, halk ve onun yetki verdiği bugünkü iktidar partisi temsil ediyor.

Birincilerin temel özelliği, hep ötmek, vızıldamak, şikâyet etmek, karşı çıkmak, istemezük diye ortalığı velveleye vermektir.

İkinciler ise; ne vakit bu korodan kendini kurtararak hizmete yönelmiş, milleti için eserler, refahı için adımlar atmışsa, o vakit çoğunluğu temsil eden halk tarafından, iktidar koltuğuna oturtulmuştur. Fakat koltuğa oturanlar, ne vakit birincilerin velvelelerinden, bağırıp çağırmalarından, gürültülerinden, nümayişlerinden etkilenip "savunmaya ve cevap vermeye kalkışmışlarsa", halk desteğini çekerek ve tepkisini ortaya koymuştur.

HALK DAHA FERASETLİ!

Burada şunu net görüyoruz ki; halk, birinci güruhu tanımada daha ferasetli ve isabetli bir vizyona sahiptir. Hükümete de, bunları kaale almamasını, muhatap kabul ederek polemiğe girmemesini ve dolayısıyla bunların mesleğinin zaten "ötmek" olduğunu, böyle bir yola girildiğinde, tuzağa düşüleceğini, hizmetten, refahtan, terakkiden geri kalınacağını, hükümete fiili olarak zaman zaman hatırlatmıştır. Ama ne yazık ki, bu ikazlardan anlamayan bazı birinci kısımdaki yetkililer bu tuzağa düşüyor, zamanını bu zihniyete laf yetiştirmekle, medyatik yalanlarına, oluşturdukları algı dünyasına cevap vermekle vakitlerini heba ediyorlar. Hâlbuki dünyanın en güzel, doğru işini de yapsalar, bu kesim onu takdir etmeyeceğini bir zamanlar uluorta ifade etmişti.

Burada halk; ölçünün kaçtığını görüyor ve Hükümetin "İttihat-Terakki" zihniyetine laf yetiştirmesini kesinlikle tasvip etmiyor. Zira bu zihniyete güzel ve hayırlı bir şeyi kabul ettirmek, eşyanın tabiatına aykırıdır. Şeytan, hiçbir zaman melek ile barışmaz.

Son günlerdeki TV programlarında, hükümetin ve hükümeti savunanların, iyi niyetli insanların, bu tuzağa düştüğünü görüyor ve uyarıyoruz.  

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.