Hava Durumu

Hızla tükenen ömür!

Yazının Giriş Tarihi: 28.11.2015 09:36
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.11.2015 09:36

Dünyanın hızlı koşuşturmaları içinde ömrümüz de hızla tükenip gidiyor.

Bunun acı olan tarafı da farkında bile olmamamız.

Zaman zaman sevdiklerimizin gidişi ile biraz sarsılsak bile yine eski minval üzere hızla zaman seline kapılıp gidiyoruz.

Hergün içine binip kabir istasyonuna doğru hızla gittiğimiz şu zaman treni, elbette ve herhalde bizim istasyonumuza er geç ulaşacaktır.

İstesek istemesek de bizi indirecekler.

Öyleyse kayıtlı ve kelepçeli indirilmeden, kendimiz bu İlahi davete icabet etmeli ve hazırlıklı olarak gitmeliyiz.

Anlatırlar:

 Mevlana talebeleri ile sıcak bir yaz günü Bağdat'ta çarşıda yürürken, bir buz satıcısının içten seslenen sedası ile irkilir ve durur.

Buz satıcısı şöyle bağırmaktadır:

Yok mu buz alan? Yok mu buz alan? 

Buz güneş vurdukça, gözü önünde yegâne sermayesi erirken, adam sesini daha da yükselterek feryat ederek inlemektedir.

Mevlana bu sahneye dalmıştır.

Talebeleri ne olduğunu henüz anlamamışlar.

Bunu gören Mevlana şöyle der;

Görüyor musunuz? Tek sermayesi "buz" olan adam, yukarıdan güneş vurdukça gözünün önünde sermayesi eriyip yok olmaktadır.

Bunun karşısında çaresiz kalan adam nasıl inliyor?

Nasıl feryat ediyor?

İşte biz de aynı durumdayız.

Tek sermayemiz olan "ömrümüz" her gün eriyip gitmekte.

Hiçbir çare ve güç bunun önünü alamıyor.

Her gün sermayemiz biraz daha tükeniyor.

Sermaye açısından bu adamdan ne farkımız var?

O halde, dünyanın koşturmaları, zevkleri, lezzetleri, şan u şöhretleri... vs.

Bizi aldatmasın.

Gaflet içerisinde ömrünü tüketip de "müflis" bir vaziyette Rabbimizin huzuruna varmayalım.

Unutmayalım ki; "Kabir, dünyanın zinetli, lezzetli şeylerini hediye olarak kabul etmez.

Çünkü, dünya ehlince güzel sayılan şeyler, orada çirkindir".

 

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.