Hava Durumu

Hazır ol cenge eğer ister isen sulh u salah!

Yazının Giriş Tarihi: 11.03.2022 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.03.2022 02:27

İnsani ilişkilerin sağlıklı bir şekilde sürdürülmesinde ve toplumsal düzenin tesisi ve korunmasında anlaşma ve sözleşmeler çok önemli bir yere sahiptir. Sözleşmelerin güvenilir olması ve işlevini ifa edebilmesi de ahde vefâilkesinin korunmasına bağlıdır.

Kur’an gerek insanın kendisini yaradan Allah’a verdiği söz, gerekse başka insanlarla yaptığı sözleşmeler anlamında ahidkavramı üzerinde önemle durmuş ve değişik vesilelerle ahde vefa ilkesine vurgu yapmıştır.

Daha peygamberlik öncesi dönemde yakın çevresi tarafından güvenilir, sözünde durur bir kişi olmasıyla tanınan Hz. Muhammed de peygamberliği süresince karşılaştığı bütün zorluklara rağmen bu ilkeden taviz vermemiş ve bu konuda müminlere iyi bir örnek olmuştur.

Yaklaşık 22 yıllık bir süre içinde İslamiyet’in amansız düşmanları olan Mekke putperestleriyle ilişkilerinde bile sözünde durma konusunda titiz davranan ve ashabı tarafından bu husustaki duyarlılığı çok iyi bilinen Resûlullah’ın daha önce yapılmış bir anlaşmayı yok sayıp birdenbire sahip olduğu gücü ön plana çıkarması beklenemezdi. Fakat içten içe yıkıcı faaliyetlerde bulunarak Müslümanları birbirine düşürmeye çalışan ve bunu temin için münafıklarla iş birliği yapan müşriklerin mevcut anlaşma hükümlerini fiilen bozmaları karşısında, içi boşalmış bir anlaşmayı istismar etmelerine de müsaade edilemezdi.

Müşriklerin anlaşma hükümlerini sinsice ihlal etmeleri ve hıyanet içinde bulunmaları karşısında Resûlullah’ın bu anlaşmaları bozabileceği EnfalSuresinde bildirilmiş (8/58) ve bu konuda Müslümanların fikri bir hazırlık içinde olmaları sağlanmıştı.

TebükSeferi’nde yaşanan birçok olay da Müslümanlarla birlikte hareket ediyor görünen kişilerin gerçek yüzünü açığa çıkarma açısından onlara önemli tecrübeler kazandırmıştı.

Nihayet Tebük Seferi’ni takiben bu bildirimin yapılması zamanının geldiği Resûlullah’a vahiyedildi: Müslümanların anlaşma yaptığı müşrikler artık bu anlaşmanın geçersiz olduğunu bilmeliydiler! Peygamberin bizzat bulunmayıp Hz. Ebubekir’i görevlendirdiği hac esnasında bu duyuru yapılacak ve buna bağlı sonuçlar kendilerine hatırlatılacaktı.

İşte, böyle zor ve sıkıntılı durumlarda her zaman, sinsice davranan düşmanlara karşı, Müslümanların nasıl hareket etmeleri gerektiği ile ilgiliResûlullah’ınsergilediği mukabil tavır ve davranış, bizler için örneklik teşkil eder. Ayrıca müşrikler ve onlarla gizli iş birliği yapan gayr-i Müslimlerin, tabiatını ve sinsiliklerini, Müslümanlara olan kinini ve bunlardan bir kısmına güvenilmemesi gerektiğini, verdikleri sözlerin arkasında durmadıklarını, her zaman fırsat kolladıklarını, her türlü aşağılık hareketleri arkadan icra edebileceklerini, Kelam-ı Kadim’inde Cenab-ı Allah ayetiyle beyan ederek bizleri uyarmış ve bunlara karşı stratejimizin nasıl olacağını da ortaya koymuştur. 

Şimdi bu perspektif açısından çevremizdeki Gayr-ı MüslimDevletlerin, bizimle olan ilişkilerini ve müttefikliklerini, bilhassa içimizdeki maşalarını kullanarak kaos ve kriz ortamını pompaladıklarını, ahde vefanın, verdikleri sözde durmamanın bunlar için pek tabii olduğunu bilmeli ve toplum olarakbu bilinç ile hareket etmeli, daimauyanık olmak zorundayız. Hükümetlerimiz de her zaman hazırlıklıve şiarımız; “hazır ol cenge eğer ister isen sulh u salah” olmalıdır.

Barış ancak, bunu isteyenlerin caydırıcı güce sahip olmaları (Enfal/60.ayet) sayesinde gerçekleşebilir.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.