Hava Durumu

Hastalıklı muhalefet/ irritabl bağırsak sendromu!

Yazının Giriş Tarihi: 02.07.2021 06:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 02.07.2021 06:30

Evvela, I. Dünya Savaşı yıllarında Fransa Başbakanı olarak görev yapan Georges Benjamin Clemenceau'nun şu meşhur sözünü hatırlatmak istiyorum:

"Osmanlı hakkında öyle bir karar verdik ki, artık bundan sonra bir daha asla ayağa kalkamayacaktır; fakat tamamen de yatalak bir hasta da olmayacaktır. Yani sağlıklı bir şekilde ayağa kalkmasına müsaade etmeyeceğiz; komalık/yatalak bir vaziyette de koymayacağız. Ne yatalak ne de tam dimdik ayakta, bize ebediyen engel olamayacak bir vaziyette bundan sonra hayatını devam ettirecektir." Fransa Başbakanı, bu minvaldeki sözleri Lozan Anlaşması sırasında basına verdiği röportajlarda söylüyor.

Şimdi gelelim Türk Siyasetine. Türkiye çok partili bir sisteme geçtiği günden itibaren, müzmin muhalefet görevini üstlenen CHP'nin sergilediği tavır, ortaya koyduğu tepki ve halkına karşı takip ettiği politika, bana Klemanso'nun yukarıdaki sözlerini hatırlatıyor.

Bir ülkede İktidar-Muhalefet dengesi neden var?

Ülkenin sağlıklı bir şekilde kalkınmasını sağlamak ve iktidarı halkın yararına projeler üretmeye zorlamak, iktidarın nimet ve imkanlarının parti yandaşlarına peşkeş çekilmesini engellemek, ülke gelirlerinin en rantabl bi şekilde kullandırtmak... vb  hizmetlerin ülke politikası olarak oturmasını temin etmek için; medeni dünyada muhalefet vardır.

Peki bizim muhalefet böyle mi yapıyor? Kocaman hayır.

Tam tersi bir tepki göstererek, İktidarın önüne kos kocaman bir takoz koyuyor. Müthiş bir anafor oluşturarak, iktidarın çalışma azmini dumura uğratıyor. Memleket yararına olan, aklı başında bir çocuğun bile takdir ettiği hizmetlere ( örneğin İst. Boğazı'na ilk köprü yapılırken ortaya koyduğu tepki) bile engel olmaya çalışıyor. Köprülere, yollara, tünellere, otobanlara, savunma sanayiine, uçaklara, İHA'lara, SİHA'lara...vs her türlü hizmetlere karşı çıkıyor, çıkmaya devam ediyor.

Peki sen söyle ne yapalım? Sen projeni ortaya koy, dediğimizde de; "dut yemiş bülbül gibi" susuyor. Kendi hâkimiyet alanlarına baktığımızda ise, yaklaşık bir asırdır, "heykel dikmekten, balolar düzenlemekten, şarkı- türkü söylemekten gayrı bir şey yaptığını" görmüyoruz. 

Sadece;  "Türkiyenin Demokrasi Tarihi 1908- 2009. H. Yürük" adlı eseri okuduğumuzda, muhalefetin gerçek yüzünü, neden fırkalaştığını ve bu memleketin yapısında bir tek çivisinin dahi bulunmadığını; onların dünyalarının ve hülyalarının farklı olduğunun nedenini anlamak mümkün.

Bu ülkenin başına gelen en büyük felaket; böyle bir fırkanın muhalefet koltuğunda oturmasıdır. Ülkemiz bağırsaklarındaki bu muzahrefat'tan, bu İrritabl bağırsak sendromu'ndan kurtulmadıkça rahat bir nefes alacağımıza inanmıyorum.

Şimdi Klemanso'nun sözünü tekrar hatırlayalım.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.