Hava Durumu

Halkın anayasası ve kalplerde hasret kalan umutlar!

Yazının Giriş Tarihi: 05.02.2021 06:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.02.2021 06:30

Hakikaten artık kabak tadı verdi. Ta Osmanlı Dönemi'nden itibaren ısıtılıp ısıtılıp gündeme getirilen "özgür anayasa, halkın anayasası(!)" bugünlerde yeniden gündemde. İyi niyetinden şahsen şüphe duymadığım Reis tarafından yeniden Türkiye'nin gündemine "yeni anayasa" girdi. Zaten daha önce de benzer adımların CHP/HDP/İYİ PARTİ tarafından atıldığını basından okumuştuk. Şu şartla ki, bunlar kamuoyuna ifşa etmemiştiler ve vaktaki sızdırıldı, inkâr yoluna gittiler.

Bu defa da AK PARTİ tarafından, "yeni bir anayasa" çalışmalarının başlatılması için diğer partilere bir davet yapıldı.

Bu tür adımlar yukarıda da ifade ettiğim gibi, hep atıla gelmiştir; tümü de kısır kalmış ve halkın beklentisine cevap verememiştir. Bir başka deyişle; inkısar-ı hayale yol açmış, dağ fare doğurmuştur.

Bunun, bir sürü nedeni ileri sürülebilir. Bence en birinci nedeni; yöneticilerin cesaretsizliği, kifayetsizliği ve samimiyetsizliğidir.

Büyük atılımlar büyük cesaretler ister, gözü peklik ister, samimiyet ister. En önemlisi de büyük adamlar ister. Tarihten bunun pek çok örneğini vermek mümkündür.

Cumhuriyet kurulduğu günden beri, ilk anayasamızı hariç tutarsak, defalarca benzer adımlar atıldı, çalışmalar yapıldı, hamasi nutuklar, demeçler verildi, süslü, güzel cümleler kuruldu; lakin halkın taleplerine, beklentilerine, arzu, istek ve kadim değerlerine cevap verecek bir anayasa ortaya konulamadı.

Bu bilerek mi yapıldı? Yoksa kumaşları mı müsait değildi?

Bu hususta birçok farklı görüş ortaya konulabilir. Tümüne saygı duyarım; lakin hiç de hazmetmediğim şey; halkın gerçekten "sürü" muamelesine tabi tutulmasıdır, vatandaşlarımızın uyutulmasıdır.

İşte bunu hiç de affedemem. Bu tavra karşı hiçbir şey yapamazsam bile; en azından kalbimden bunlara buğzederim.

Mesele; günü kotarmak, türbine oynamak, politika yapmak ve dahi saf/temiz insanları aldatıp da "parsayı toplamak" olmamalıdır.

Batı batı deyip, yırtınıyoruz; velakin batının yüzyıllar önce ulaştığı Anayasal Seviyenin hala bile kıyısında değiliz.

Bakınız dostlar! Eski eşya toplayıcıları gibi, kendi kendimize kırmızıçizgiler oluşturup, bunlara sımsıkı yapışarak, bunları sahiplenerek, bunları bırakmadan "yeni bir anayasal sistem" oluşturamazsınız. Halkınızın temel kadim değerlerine dayanmayan hiçbir yapı, toplumun taleplerine cevap veremez. Şeytan ve melek bir arada olamaz.

Bu millet Müslümandır ve kıyamete kadar da Müslüman kimliği ile yaşayacaktır. Bu topraklarda atılacak her adım ve yapılacak her reform, bu sosyolojik olguyu hesaba katmak zorundadır. Aksi durum başarısızlıkla netice verecektir. Tüketilen ise kıymetli zamanımız ve halkımızın umudu olacaktır.

 Cumhuriyetten bu yana, belki de Osmanlı'dan itibaren yapılan her türlü atılımın/yenilenmenin/reformun atalete uğramasının ana nedeni de işte budur. Şunu özellikle kafanıza kazıtınız:

"Eski hal muhal; Ya yeni hal ya izmihlal."

(Konuya devam edeceğiz)

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.