Hava Durumu

'Fil Eti' Hikâyesi!

Yazının Giriş Tarihi: 09.09.2016 11:09
Yazının Güncellenme Tarihi: 09.09.2016 11:09

 "Paralel Çete" nin hain "Dış Mihraklar" ile birlikte planladığı Türkiye'yi işgal hareketi bertaraf ettirildikten sonrası, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bütün anayasal kurumları ile bu "Paralel Darbeciler" için gereğini yapmak üzere harekete geçti.

Devlet refleksi bu sefer çok hızlı çalışıyor.

Zaten böyle de olmalı.

Sempatizanı oldukları bu hain çetenin iç yüzünü bugüne kadar görmeyen ve görmek istemeyenler ise, artık onlar da "Zalimler ve Hainler" sınıfına dâhil olmuşlardır.

"Zulme rıza zulümdür", "küfre rıza küfürdür", sözü, önemli bir İslami düsturdur. Bir kişi; dünyanın gözü önünde cereyan eden bu dehşetli zalim darbe girişimini normal görüyorsa veya çeşitli şekillerde tevil etmeye çalışıyorsa, siz hiç çekinmeden, beklemeden ve korkmadan o kişiye "Vatan, Millet ve Devlet Haini" diyebilirsiniz. Çünkü bu işin başka tanımı yok.

Bu arada bazı lafların da bilerek dolaştırıldığını ve masum vatandaşların, husussan İslam'a gerçek manada hizmet eden bazı cemaatlerin arasına korku salmaya çalışıldığını görüyoruz. Bunun da bir algı operasyonu olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bin yıllık tarihimizin bir gerçeği olarak hizmetini sürdüren cemaatler rahat olsunlar, müsterih olsunlar. Bu devlet kılı kırk yararak kriptoları temizlemeğe devam ediyor. Bu çetenin propagandasına aldanmasınlar. Zira "fil etini" yiyenlerden olmadık. Fil etini yiyenler düşünsün".

GELELİM FİL ETİ HİKÂYESİNE...

Hindistan'ın balta girmez ormanlarında ava çıkan üç kafadar yollarını kaybederler. Ne yapsalar nafile... Yorulur ve acıkırlar, mecalsiz düşerler... O sırada önlerine bir fil yavrusu çıkar... Avcılardan biri, fil yavrusunu öldürüp yemelerini teklif eder. Bu teklifi ikinci avcı kabul eder ama üçüncü avcı teklifi kabul etmediği gibi, arkadaşlarını da ikaz eder. Ana filin yavrusunu arayacağını, öldürüldüğünü anlarsa onları öldürebileceğini belirtir ama arkadaşları bu ikazları dinlemeyip yavru fili öldürüp etini de afiyetle yerler. Üçüncü avcı ise hâlâ açtır, fil etinden yememiştir.

Çok zaman geçmeden ana filin sesi duyulur. Yavrusunu arayan fil, büyük bir hışımla avcıların yanına gelir ve yavrusunun öldüğünü görünce dünyası kararır. Ormanı bir birine katar. Gördükleri dehşet manzarası karşısında avcılar tir tir titremektedir.

Yavrusunun nasıl öldürüldüğünü bilmeyen ve katili bulamayan ana fil, son olarak avcıların ağızlarını tek tek koklamaya başlar. Ağzı "fil eti" kokan iki avcıyı tuttuğu gibi metrelerce uzağa fırlatır ve öldürür. Üçüncü avcının ağzından ise et kokusu almayınca, bu avcıyı şefkatle sırtına alıp, ormandan çıkarır,   hortumuyla da yol istikametini göstererek, sağ salim evine uğurlar."

Hikaye bize ne anlatıyor?

Türkiye Cumhuriyeti Devleti de;  anayasal kurumlarıyla, ağzı, beyni, eli, ayağı devlete, millete ve vatana hainlik ve düşmanlık yapan ve düşmanlık kokan bu paralel çetenin mensuplarının işini bitirecektir.

"Ağzı fil eti kokmayan, fil yavrusunu yemeyenlerin" endişe etmelerine gerek yok.

Hak er geç ortaya çıkacaktır.

 

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.