Hava Durumu

FETÖ mezhebi ve Moon tarikatı! (2)

Yazının Giriş Tarihi: 21.07.2017 10:40
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.07.2017 10:40

Tarikatın Türkiye'deki en önemli etkinliklerinden biri de 1991 yılında İstanbul'da gerçekleşti. President Otel'de düzenlenen bu toplantıya katılan Hıristiyan din adamları, Müslüman din adamları, basın ve medyaya kapalı üç günlük bir seminer gerçekleştirdiler.
Tam üç yıl aradan sonra bu defa İstanbul The Marmara Oteli'nde yine medyaya kapalı olarak gerçekleştirilen bir başka toplantıda, Türk kamuoyu için şok isimler katılımcı oluyordu.
Ancak toplantı bitiminde bu konuda katılımcıların ağızlarından tek kelime bile alınamıyordu. Söylenenler ne olursa olsun bazı teorileri ortaya atanların ilişkili oldukları organizasyonların nitelikleri bazı şüpheleri ister istemez gündeme getiriyordu.
Bir ayakları ABD'de öteki ayakları İsrail'de olan ve 'Moon tarikatı'yla sıkı ilişki içinde bulunanların, Japonya'dan Güney Kore'ye, Suudi Arabistan'dan Mısır'a, Hindistan'a kadar uzanan geniş coğrafyada hedeflerinin neler olduğu gerçekten merak uyandırıyor. 
Ülkemiz' de bu tarikatın, Fetö Mezhebi kılığında, 'Moon'nun bütün argümanlarını kullanarak ortaya çıktığını görüyoruz. Bu örgüt bütün toplum katmanlarını sarmal etkisi alanına alarak adım adım kuşatıcı hamlelerle devleti ele geçirmeye yönelik faaliyetlerin içinde olduğu artık bugün daha net görülüyor. 
Bence bunun (FETÖ Mezhebi ) en mühim tarafı; bu ülkenin müstemlekeci bir yönetim vazifesini ifa etmesini sağlamak iken; belki de en önemli diğer bir görevi de Bin beş yüz yıllık İslam'ın temelini Protestan bir anlayışa çevirmek ve böylece İslam'ı hadım kılarak, topyekûn Haçlı Dünyasına karşı bir duruş sergilemekten alıkoymaktır.  
Bu nedenle ülkemiz ekonomik kriz ile (bilerek bu ortama ülkemiz sürüklendi. Ecevit ve daha önceki dönemlerde Beş Sente muhtaç olduğumuz dönemleri hatırlayalım) meşgulken İslami çevrelerde FETÖ'nün sessizce başlattığı yeni bir örgütlenme ya da yeni bir oluşum (yeni bir din) tırmanışı sürdürülüyordu.
İşte böyle, meydan boş kalınca, bin yıllık İslam ülkesinde, Hıristiyanvari bir FETÖ tarikatı oldukça ilgi görüyor; Müslüman mahallesinde artık salyangoz da satılıyor! Hedefleri; üçüncü bin yılda bütün dünyanın silme Hıristiyan yapılması!
MÜSLÜMAN HIRİSTİYAN OLMAK FARK ETMEZ!
Zaten FETÖ Tarikatı vaazlarında ve; "Müslüman Hıristiyan olmak fark etmez; Hıristiyanlar ve Yahudiler de Cennete gidecek" propagandasını düzenledikleri "sempozyumlarda" kamu oyu oluşturmak için yapıyorlardı. Karşı koyabilecek en güçlü kesimleri de "ekonomik bağlantılarla" yanına çekip, engelleri bir bir ekarte etmenin diğer adımlarını da beraberinde atıyorlardı. 
Gerek devletin en etkin ve yetkin kesimlerinin çocuklarını, gerek se de zengin iş adamlarının çocuklarını ve diğer taraftan da "cemaatlerin tanınmış kişilerinin çocuklarını açtıkları eğitim kurumlarında, bir kısmını da "ekonomik ticari pastaya " dahil ederek olabilecek maniaları yeterince süpürmüşlerdi. Artık geriye son darbeyi İslam Dinine vurmaya gelmişti; 
Bektaşilik yaparak Hadisleri ve ayetleri amaçlarına uygun tevil ediyorlar. İslam'ın temelini sulandırıyorlar. Bin dört yüz yıllık İslam'ın temel argümanlarını "sembolik hareketlere" (çünkü Hristiyanlık da sembolik bir dine dönüştürülmüştü) döndürmeye gayret ediyorlar. Genç ve heyecanlı beyinleri "hipnotize, büyü" gibi yollarla etkileyerek, çarpık bir din anlayışını, İslam coğrafyasında filizlendirmryr başlamışlardı. 
Meselâ; Lailahe İllallahdiyen, cennete girer", hadisin mana kastını çarpıtarak, Hristiyan mezheplerinin Hak Din olduğunu çekinmeden söylemecüretini gösterdiler. Hz. Peygamberi Türkçe olimpiyatlarında araca indirmeyi, uydurma rüyalarla FETÖ'yü tasdik ettiği ve buna benzer söylemlerini artık rahat rahat ifade ediyorlardı. 
Maksatları adeta Müslüman gençliğe ve halka, İslam'ın temel esasları dışında bir "din anlayışı/ yaşantısını empoze etmek, dinin bin dört yüz yıllık yerleşmiş anlayışını ortadan kaldırmak, temeli sulandırılmış, seküler söylemler ve sembollerle bezenmiş bir Protestan İslam'ı İslam aleminde hakim kılmak idi."
Bu sapık anlayış başlangıçta beyinleri ele geçirmeye ve yerleşmeye başlamıştı. Ta ki devreye Allah (c.c) girene kadar. 
Gerisini de sizler biliyorsunuz.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.