Hava Durumu

Ey Allah’ım! Her şeyin hakikatini olduğu gibi göster!

Yazının Giriş Tarihi: 11.02.2022 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.02.2022 03:33

Şu Samsun’daki malum heykel olayını şöyle bir müzakere edelim, diyorum. Malumunuz bu tasvip etmediğimiz çirkin olay, bir anda eski hastalığımızı ve bilinç altına işlenmiş korkumuzu yeniden tehyiç ve tahrik etti. Neydi hadise, kısacası:

Samsun’da iki “suç küpü” arkadaş, sarhoş olarak, Anıt heykele gelip bir ip bağlıyorlar ve devirmeye çalışıyorlar. Şikâyet üzerine yakalanıp sorguya çekiliyor, bunların bir sürü suç makinaları olduğu, emniyetçe kamuoyuna bildiriliyor. Buraya kadar her gün haberlerde bildirilen, adi suçlar neviden bir haber, diyoruz. Lakin asıl üzerinde kafa yormamız gereken husus ise, bundan sonra “hazır kıtaların” hemen devreye girmesidir. Bu hazır, bindirilmiş kıtalar, derhal tiyatrolarına başlıyorlar. Ellerinde meşaleler, dillerinde marşlarla, heykelin etrafında elele tutuşup dönmeye başlıyorlar ve sabaha kadar nöbetler halinde bu tiyatro sürüp gidiyor. Aynı akşam ülke TV’lerinde flaş haber olarak verilme tarzı da oldukça dikkate değer sunuluyor.”

Evvelâ; Bir ülke,topyekûn nasıl böyle bir “Histerik duygulara” kapılabilir? Bunu anlamakta gerçekten zorlanıyorum.

Saniyen;Medeni bir ülke, böyle “iptidai, ilkel ve abartılıve aborjinik” tepki ve davranışlar sergileyebilir mi? İnanın aklım ve hafsalam almıyor.

Salisen; bu nemenem bir “korkudur” ki dem ve damarlara işlenmişki böylesi ölçüsüz, bir karşı tepki veriliyor.

Rabian; Acaba bu bir korkusal tepki midir?yoksa bilerek, kasten, taammüden işlenen ve belli aralıklarla gündeme sokulan bir proje midir? Hakikaten merak ediyorum!

Hamisen; bu nokta-i nazardan sanki ülke olarak, “travmatik” bir geçmişten geçmişiz de bu konuda, dünya ülkelerini bile hayrete sokacak davranışlar sergiliyoruz.Ki yakın ve uzak tarihimizde bu tür olayların olmadığı hepimizin malumudur. Ve bu hususta Avrupa’nın yakın tarihi birçok“travmatik” olaylar ve “işlenmiş vahşi/gaddar hadiselerle” dolu olmasına rağmen; bize benzer tuhaf tepkilerin verilmediğini de biliyoruz.

Sadisen;Bir tarafta “demokrasi, medeniyet, hukuk ve hürriyet” gibi konularda, ekranlarda yöneticilerimiz, düşünürlerimiz, akademisyenlerimiz, siyasetçilerimiz yüksek ve medeni ölçüler, esaslar ortaya korken; beri tarafta, bir-iki sarhoşun işlediği bir çirkin hareket üzerine ya sessiz kalmaları ya da aynı linç korosuna “davul ve tamtamlarıyla” dahil olmaları, bu üst kitlenin de nasıl kifayetsiz ve tenakuzlariçinde olduğunu göstermiyor mu?

Şimdi bunlar mı bu ülkeye fikir, düşünce, medeniyet ve terakkide çağ atlatacak kadrolar? diye sormak hakkımız değil mi?

Sabian; peki tersinden olaya baktığımızda, bizim bu özelliğimizi bilen bilhassa harici düşmanlarımız, bu zaaf noktamızı kaşısalar, başımız ve bünyemiz ağırmaz mı?

Evet, suça ölçülü ceza vermek, hukukun en temel kuralıdır. Topyekûn, tüm milleti de arka fonuna koyarak, böylesi bir mübalağalı tepkinin bize, halkımıza faydası nedir? Söyleyebilir misiniz?

Dünya tarihinde benzer bir örnek sunabilir misiniz? Ve bir de acaba benzer bir “koruma kanunu” dünyanın herhangi bir ülkesinde mevcut mu? Gerçekten merak ediyorum!

Ben de sözümü Akif’in temennisi ve duasıyla bitireyim:

“Ey Allah’ım. Bizi abes ve boş şeylerle uğraşmaktan kurtar. Bize eşyanın, her şeyin hakikatini olduğu gibi göster”. Amin

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.