Hava Durumu

Eğitimde bitmeyen ölçüsüz Batılılaşma siyaseti! (1)

Yazının Giriş Tarihi: 12.10.2018 07:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.10.2018 07:10

Ülkemizde Batılılaşma hareketinin ilk adımlarının atıldığı günden itibaren tartışması da devam edegelmektedir. Hala da aydınlarımız bu hususta genel bir konsensüs sağlanmış değildir. Kanaatimce bunun da en büyük nedeni siyasi/ideolojik olmasındandır. Bu ideolojinin her iki tarafın da yer alanlar, acımasız saldırı ve uygulamalarla birbirine zarar vermekle kalmamış, ülkenin kalkınmasına en büyük fren teşkil etmişlerdir. Kimdir bu taraflar?

1-Batı medeniyeti bir kültür, onun her şeyini almak,

2- Hıristiyan aleminden ne gelirse gelsin hiçbirini kabul etmemek,

3-Batı'nın yalnız ilmi metodunu ve tekniğini almak.

Gerek bir ve gerek ikinci cereyanların her ikisinde de aşırı bir taassup göze çarpar. Şüphesiz bu taassup, memleket için elverişli olup olamama bakımından, her iki gurubun da bilgisizliğinden ileri geliyordu. Yine bu taassup yüzünden her iki gurup arasında öyle şiddetli kalem mücadelesi başlamıştı ki, toz dumana karıştırılan üçüncü mutedil gurubun sesi duyulmaz olmuştu. Bu amansız mücadelede birinci gurup galip gelmiş, ülkenin "eğitim sistemi" bu gurup istikametinde teessüs ve inşa edilmiştir.

Aradan bir, bir buçuk asır geçmiş olmasına rağmen, hala da eğitimde istenen başarı sağlanamadığını görüyoruz. Gelişmiş batılı ülkelerle aramızdaki pergel gittikçe açılmış, arzu edilen terakki ve ilerleme hedefine bir türlü ulaşılamamıştır. Eğitimde başarısız olduğumuz nihayet en yüksek makamdan (cumhurbaşkanlığı) Türk kamuoyuna tekrar ilan edilmiş, aydınlarımızı bu sorunu çözmeye davet etmiştir.

Maalesef bu kronik soruna yaklaşmada aydınlarımızda, hala ilk zamanlardaki gibi, tekrar siyasi ve ideolojik bir yaklaşımın hakim olduğunu üzülerek söylemek istiyorum.

Evvela, kanaatimce hastalığın (problemin) tam teşhis edilmesi ve terimlerin yerli yerine oturtulması gerekiyor.

Batılılaşma nedir? Modernleşme ne demektir? Asrileşmek, çağdaşlaşmaktan ne anlıyoruz? Sorularına cevap vermek ve bu cevaplarda mutabık kalmak lazımdır ki, sorunun çözümünde bir ittifak sağlanabilsin.

Osmanlı Devleti'nin tarihi ve coğrafi konumu, Batı ülkeleriyle yaşadığı askeri ve siyasi olayların sonucu, yaşanan değişimleri ifade eden birçok isim kullanılmıştır.

Günümüzde Batılılaşma (Garplılaşma) tabiri, genel olarak Batı Ülkeleri dışında kalantoplumlarda, özel olarak da Osmanlı ile Cumhuriyet dönemlerinde, batılıların ulaşmış oldukları gelişmişlik seviyesine ulaşabilmek için yapılan siyasi, sosyal, kültürel ve teknik alanlardaki hareketleri anlatmak için kullanılmaktadır.

Bazı araştırmacılar "Batılılaşma" kavramı yerine "muassırlaşma", "çağdaşlaşma", "modernleşme" kavramlarını kullanıyorsa da, bu kavramlar Batılılaşma kavramında olduğu gibi Kültürel, sosyal değer ve değişmelerden çok teknik, teknolojik, rantabl, rasyonel, prodoktif gibi ilk bakışta manevi bir değer ifadesi olmayan, nispeten nötr ve daha çok maddi gelişmeleri ifade etmektedir.

Bu anlamda "çağdaşlaşma" veya "modernleşme",yenileşme ve değişme hareketlerini ifade eder ki, tarih boyunca bütün toplumlar için geçerlidir.

Bu bakımdan Türk tarihinde, özellikle Tanzimat'tan günümüze kadar yapılagelen değişiklik ve yenilik için "çağdaşlaşma" ve "modernleşme" kavramlarından daha çok, "Batılılaşma" deyimi uygun düşmektedir. Eğitimdeki gelişmeleri ve değişimleri de bu açıdan değerlendirmek yerinde olacaktır.(Prof. Dr. Halis Ayhan)

(Haftaya; Osmanlı'daki öğretim kurumları)

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.