Hava Durumu

CHP VE HALK!

Yazının Giriş Tarihi: 16.01.2017 09:08
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.01.2017 09:08

Kemalizm'in temelleri üzerine inşa edilmiş CHP'nin idarecilik anlayışı, adeta son Osmanlı döneminin mirasının devamı niteliğindeydi. Çünkü Kemalistler de kendilerinden önceli İttihatçılar gibi, siyasi iktidarın maksadının sosyal bir devrim gerçekleştirmek olduğuna inanmaktadırlar.

İttihatçı gelenek Kemalist devirde canlanmıştı. Halk için neyin doğru, neyin yanlış olduğuna tek yanlı hükümran iradesiyle devlet karar veriyordu.

Prof. Dr. Çetin Yetkin'e göre, esasen Cumhuriyetin Kurucuları İttihatçı menşeli seçkinler azınlığıydı. Anadolu halkına yukarıdan aşağıya buyrulan dönüştürme projelerinin adı "Tanzimat ve ıslahattan" sonra bu defa "inkılap" olarak karşımıza çıkıyordu. Son tahlilde temel maksat yine aynıydı: " Devleti Güçlendirmek".

Ankara reformunun stratejisi; modern bir Türkiye planlayan seçkinlerin güvenle yaşayabilecekleri "steril" bir ortam yaratmaktı.

O kadar ki, Türk inkılabının tahlilini yapan yabancı gözlemciler, ilginç bir ayrıntıya parmak basarlar:  "sadece siyasi müesseseleri değiştiren Fransız İhtilali'nin, sadece sosyal müesseseleri değiştiren Rus İhtilali'nin aksine Türk İhtilali siyasi müesseseden, sosyal münasebetlere, dine, aileye, ekonomik hayat geleneklere, hatta milletin moral değerlerine hücum etmişti. "

Seçkinlerin cemiyete biçip giydirdiği kıyafet devrimi sadece Fesi, sarığı, çarşafı atmaktan ibaret değildi. Bütün devlet bürokrasisi balolarda İngiliz Lordları gibi frak ya da smokin giymek, dans etmek zorundaydılar. Bürokrasinin alt katmanı yeterli mali güce sahip olmadığından, halk ise benimsemediğinden frak ve smokin devrimi sadece Kemalist bürokrasinin üst katmanlarınca benimsenen bir fantezi olarak kalmıştı.

Grace Ellison'a göre, din, bu tepeden inmeci doğrultuda laikleştirilerek "milliyetçiliğe irca edilmişti. Gün gelmiş, Misak-ı milli, Kur'an-ı Kerim'den daha kutsi bir belge sayılabilmişti."

Türk halkının tepeden inme metotlarla adam edileceğine inanan Ankara seçkinlerinin değişik zeminlerde ifade ettiği fikirler, onların cemiyete bakışlarının çıplak göstergeleriydi.

Mustafa Kemal'in yol arkadaşı Mazhar Müfit, "Halka seçim hakkı vermek, hacılara, hocalara fırsat vermektir", derken CHP'nin ideologlarından genel sekreter Recep Peker, "Odasını penceresinden görünen halktan, bir sürü basit insan, şeklinde bahsedebiliyordu."

Adalet Bakanı Mahmut Esat ise, bir yurt gezisinde, "CHP'nin Allah'a bile vereceği hesabı yoktur," şeklinde cüretkâr meydan okumalar yapıyordu.

Bu devir öyle bir İslam aleyhtarı propagandaya dönüşmüştü ki, bazı çevreler, "Türkiye'nin artık İsa'ya kulak vereceğini" iddia eder hale gelmişlerdi.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.