Hava Durumu

CHP döneminde Türk ordusu!

Yazının Giriş Tarihi: 09.11.2018 08:11
Yazının Güncellenme Tarihi: 09.11.2018 08:11

Bugünlerde siyaset kulislerinde yeniden"Türkçe ezan, ahıra çevrilen camiler ve andımız" gibi "Şeflik Türkiye'sinin"  icraatları gündemde. Hatta kendini tutamayan bir kısım Halk Partili kişiler de televizyonlarda habire devrimleri, inkılapları hararetle savunurken, muhalif halka da aba altından sopa bile göstermeye başladılar.

İsterseniz, biz bu mantıksız tartışmaları akl-ı evellere bırakıp, Türk ordusunun Şeflik döneminde içinde bulunduğu duruma bir göz atalım. Ve bu zihniyetin hükmettiği o kahredici baskıcı dönemde, ordunun payına düşenlere bakalım. Bir o günleri bir de bugünleri siyasetten uzak bir şekilde kıyaslama işini de siz okuyucularımıza bırakalım:

" Devletin içinde bulunduğu fakr u zaruretten en çok etkilenen müesseselerin başında tabii olarak Silahlı Kuvvetler bulunuyordu. Sürekli tüketen ve kendini geliştirmek zorunda bulunan Ordu da tam bir yokluk içinde kıvranıyordu. Alaylar elbise, teçhizat, malzeme bakımından pek fakir idi. "Bir taburdan doğru dürüst bir batarya dahi çıkarılamıyordu. Revir ve mutfak gibi zaruri binalar yerine çadırda idare ediliyordu". (Torumtay, Necip Org. Anılar.s.31)

"Bazı illerde kışla binası dahi bulunmuyordu. Camiler ve depolar asker için kışla olarak kullanılıyordu. Talime çıkıldığında top sesi yerine davul sesi kullanılıyor, teneke çalınıyordu. Atsız araba bulunup tanka benzetiliyor, top yerine soba borusu yerleştiriliyordu". (Madanoğlu, Cemal Org. A.g.e./Sh.51-52)

Bu yokluk içerisinde Genelkurmay'ın yılda dört sefer asker alarak eğitimden geçirmesi ordu idarecilerini belini büküyordu. Devleti idare eden asker menşeli idareciler ülkeyi kalkındırma programını hayata geçirirken bir yandan silahlı kuvvetler için hiçbir masraf yapmama politikası güdüyorlardı, bir yandan da savaş için hazır tutulan orduyu gündelik belediye ve inşaat işlerinde kullanıyorlardı.

Bilhassa Anadolu'da bulunan birlikleri hem kendileri için hem de konuşlandırdıkları il için her türlü işe koşturuyorlardı. "Bir müfreze taş ocağında, bir müfreze kireç ocağında çalışıyor, ustalık bilenler mutfak, revir, koğuş inşaatlarında bulunuyordu.  Dolayısıyla subayların becerisi bu konuda artıyor, becerikli olmayan subaylar terfi edemiyordu.

Vatan müdafaasını üzerine almış erlerin askerlik dışında yaptığı çalışmalar bununla da kalmıyordu, oluşturulan  Demiryolu bölükleri  200-250 kişilik guruplar halinde Demiryolu örüyorlardı."(Madanoğlu, Cemal Org. Sh. 76)

Genç subaylar, büyük bir hayal kırıklığı içinde " biz amele başı mıyız?" diyerek bu durumu yüksek sesle eleştiriyorlardı. Bu durum başbakan İnönü bir orduevinde subayların geçim sıkıntısını, angarya işlerle uğraştıklarını uzun uzun dinlemiş, önündeki kâğıda notlar almıştı. Toplantının ardından not aldığı kağıdı inceleyen subaylar, 'İnönü'nün kağıda petrol kuyusu çizdiğini görünce' bir efsane gözleri önünde tuzla buz oluvermişti. (Madanoğlu, Cemal Org. Sh. 140)

(Devam edecek)

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.