Hava Durumu

Büyük şeytan Amerika!

Yazının Giriş Tarihi: 07.10.2016 09:16
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.10.2016 09:16

Beşer âleminin bu büyük şeytanını tanımadan, bununla yapılan her anlaşmadan ülke olarak büyük maddi ve manevi kayıplar vermeye devam ederiz. Bunun en sinsi tarafı, hiçbir zaman beyninin bir yerinde sabit olarak konmuş nihai hedefinden taviz vermemesidir.

Diğer gelişmiş ülkelerin pragmatizmine benzemiyor. Amerikan pragmatizmindeki önemli olan pratik hayattaki "maddi" başarıdır. Dillerinden eksik olmayan "hakikat" yerine "faydayı" koyabilirsiniz. Bu şeytanın pratik zihninde " madde ve menfaat" her zaman ön planda bulundurulmuştur. Dostluklar menfaatin bittiği yerde son bulur. Bu zihniyet bağlamında Amerika'nın Ortadoğu politikası her zaman menfaat ilişkileri üzerine kurulmuştur.

Bu çerçevedeki düşüncelerini ünlü ABD Dışişleri görevlisi George Kennan şöyle dile getirmişti:

"ABD dünyadaki servetin yaklaşık % 50'sine ama dünya nüfusun sadece % 6,3'üne sahip. Bu durumda kendimizi kıskançlık ve hınç nesnesi olmaktan kurtaramayız. Önümüzdeki dönemde gerçek görevimiz, ulusal güvenliğimize kalıcı bir zara verdirmeksizin eşitsizlik konumumuzu sürdürmemize olanak sağlayacak bir ilişkiler modeli geliştirmektir. Bunun için duygusallığı, hayalciliği büsbütün bırakmamız gerekecektir. Dikkatimizin her yerde doğrudan ulusal hedeflerimizin üzerinde yoğunlaşması gerekecektir. Özgecilik ve dünyaya faydalı olma lüksünü taşıyabileceğimizi düşünerek kendimizi kandırmayalım. İnsan hakları, hayat standartları ve demokrasinin geliştirilmesi gibi belirsiz ve gerçek dışı hedeflerden söz etmeyi de bırakalım. Doğrudan kuvvet kavramları ile uğraşacağım günler çok uzak değil. İdealist sloganlar bize ne kadar az ayak bağı olursa o kadar iyidir. ( PİTT.R. William Irak'a Savaş. Metis Yayınları)

Görüldüğü gibi ABD zihniyeti için Demokrasi, İnsan Hakları, Kişi Temel Hak ve Özgürlükleri sadece birer göstermelik sloganlardan öteye geçmemektedir.

Bu nedenle bu dünya şeytanıyla ilişki kurarken, aynı masa etrafında otururken, olaylara çözüm ararken ve hatta müttefiklik gibi aldatıcı sözleri, yalan ve yaldızlı lafları ederlerken; beynin arkasında bir şeytani planın var olduğu gerçeğini her zaman kabul etmeli ve ona göre de artı planlar mutlaka yapılmalıdır.

Aslında Ortadoğu'daki Amerika'nın ikiyüzlülüğü, İran-Irak savaşı araştırıldığında ortaya çıkacaktır. ABD çok güvendiği müttefiki ve dostu İran'a neden birdenbire sırtını döndü? Cevabı gayet basit. Menfaat hesabı. Zengin petrol yatakları. Bakınız tamamıyla ABD'nin kontrolünde olan Şah'la ve Şatt'ül Arap suyolunun denetimini elinde bulunduran bir İran'la, ABD'nin çıkarları güvence altındaydı. Şah 1979 da devrilince olayların akışı ve ABD'nin menfaatleri tehlikeye girdi.

Bugünkü Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilere bu yönden bakılmalıdır. Erdoğan'dan önceki Türkiye ile Erdoğan'dan sonraki Türkiye'yi bu menfaatler açısından değerlendirmek gerekir;  Ekonomik göstergelere, IMF'ye, devasa projelere, silah sanayine, doğrudan Arap sermayesine yönelişe ve sonradan bu sermayenin Türkiye'ye akmasına, Rusya ile olan bağımsız ilişkilerine... vb. Türkiye'nin takip ettiği politikadan, Amerika'nın bize olan hasmane tavrını net bir şekilde anlamak mümkündür.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.