Hava Durumu

Büyük şeytan ABD ve yalanları (1)

Yazının Giriş Tarihi: 14.12.2018 08:08
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.12.2018 08:08

Önceki gün  itibariyle Başkan Erdoğan; Fırat'ın doğusuna bir operasyon yapılacağını söyledi. Ve Amerika'nın Türkiye'ye karşı oyalama taktiğini güttüğünü de ekledi. Erdoğan, "Suriye'deki teröristleri de her türlü ağır/hafif/zırhlı silahlarla donatıyorlar. Bunu ifade ettiğimizde de, büyük bir pişkinlikle böyle bir şeyin olmadığını söylüyorlar ve buradan da dünyaya sesleniyorum, biz bir çadır devleti değiliz, bunu böyle biliniz" diye ABD'ye ve dünyaya kararlılık mesajını verdi. Ki yapılması gereken de budur.

Evet, "Aç düşmana karşı tahabbüp merhametini değil, iştahını açar ve döner dişinin, tırnağının da kirasını ister," kaidesini Amerika'nın pervasızca güttüğü stratejiden anlıyoruz. O halde, yapılacak olan şey, pençelerini bilemiş bu aç/sinsi düşmana karşı, izzet ve cesaretle karşı çıkmaktan geçer. Er geç zaten bu şeytanla karşı karşıya gelecektik. Geçen her zaman bizim aleyhimizedir. Bu nedenle zamanında ve işin başında karşı koymamız ülkemizin geleceğimiz için elzemdir.

Bakınız bu şeytan/münafık devlet Amerika bunu hep yapıyor. Yalan ve aldatma, bunların genlerinde vardır. Zira Amerika aslında "Siyonistlerin" hegemonyasına geçmiş, dünyada terörü besleyen bir Şeytan Devlettir. Bu devlet çökmedikçe dünyada huzur ve refah olmayacaktır. Daha dün denilecek bir zaman içinde yanı başımızdaki Irak'ta izlediği strateji, Amerika'ya güvenilip güvenilmeyeceğinin en açık belirtisidir. İsterseniz,  Irak'ta takip ettiği stratejiye bir göz atalım:

GUANTANAMO

"Körfez savaşı sonrasında ABD tarafından Guantanamo'ya gönderilmeden önce özel olarak seçilen 5 bin Peşmergenin bazıları askeri eğitim alırlarken bazıları da ilerde kurulacak sözde Kürt devletinin kurumlarında görev almak üzere yetiştirildi. ABD Guantanamo'ya götürdüğü Peşmergelerden bir bölümünü ilk defa üç yıl önce (2000 yılı) bölgeye gönderdi.  Geri dönen Peşmergeler, federatif bir yapının oluşması için çalışmalar yaptı. Sözde Kürt Devletinin alt yapı hazırlıklarını da aynı Peşmergeler tamamladı.  IKDP'nin birinci derecedeki yetkili organı siyasal büroya bağlı olarak çalışan bu Peşmergeler Erbil'de bulunuyorlardı." (Ortadoğu'da Amerikan Emperyalizmi. Sh.273)

"ABD'nin Türkiye ile sürdürülen mutabakat zaptı görüşmelerinde Musul- Kerkük'e Kürtlerin giremeyeceğine dair taahhüdüne rağmen bu şekilde bir tavır sergilemesi rahatsızlığa neden oldu. Dışişleri Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı, ABD'nin Barzani'ye bağlı özel eğitimli Peşmergelerin Musul- Kerkük'e yerleşemeyeceği uyarısında bulundu. Türkiye'nin bu konudaki görüşü askeri müzakereleri yürüten Korgeneral Köksal Karabay tarafından bizzat ABD askeri makamlarına iletildi."(Çölgeçen, 2003,17)

Peki, sonuçta ne oldu? 2003 yılında Peşmergelerin Kerkük-Musul'a giremeyeceğini tartışılırken aradan geçen üç yıl içinde, Türkiye neden bu kadar taviz verdi? Bile bile Amerikan üstlerinde yaşanan bu entrikalara bu kadar tavizler neden verildi? Türk kamuoyunun da haberdar olduğu ve basına yansıyan bazı kabul edilmez tavizlere bakalım:

ABD KÜRTÇE BİLEN BÜROKRAT YETİŞTİRİYOR

" ABD sadece ekonomik, askeri alanda değil, eğitim alanında da söz sahibi olmak istiyor. Amerikan Üniversite'sinde (İndiana) Kürtçenin Kırmançi lehçesi dersi konuldu. Bölüm Başkanı John Walbridge, dersin amacının " ABD hükümeti için Kürtçe bilen bürokrat yetiştirmek" olduğunu açıkladı. Walbridge Irak, Türkiye ve İran'da Kürtçe konuşan toplam 30 milyon kişi olduğunu da vurguladı ve ekledi: " Önümüzdeki dönemde Ortadoğu'da Kürtler önemli bir faktör olacaklar." (Ortadoğu'da Amerikan Emperyalizmi. Sh.274)

( Haftaya harita skandalı)

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.