Hava Durumu

Bin yıllık devlet aklı nihayet devrede!

Yazının Giriş Tarihi: 02.12.2022 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 01.12.2022 14:49

’23 Seçimlerine’ doğru saflar netleşiyor. Asrın başında İslam dünyası İki (2) büyük mücadeleye şahit oldu:

a) birisini (kazandığımız halde) kaybettik, mağlubiyet muamelesini gördük. Ülkemiz zahiren istiklaliyetini (düşmanlarımızı denize döktük, nakaratı) kazandı; lakin tam bir asırdır müstemleke/vesayet muamelesine tabi tutuldu.

b) ikincisi ise, bir nevi bunun rövanşı olarak (100 yıl sonra/2. Sahne)kıran kırana bir mücadeleye sahne oluyor.

21. Asrın tüm argümanları, açık/gizli silahları kullanılıyor. Başını da özellikle Amerikan, İsrail, Rusya, İngiliz, Alman, Fransız..derin devletleri, lobileri çekiyor.

Fakat bu defa “oynanan oyun” Türk devleti tarafından görüldü, deşifre edildi. Emperyal cephenin karşısında bin yıllık “devlet aklı” var ve yavaş yavaş, seçim yaklaştıkça, halk, perde arkasındaki bu kıran kırana vuruşmaya mülaki olacak.

Kaybettiğimiz ilkinde şartlar her halükârda aleyhimizde idi; ancak şimdi durum tersine yani lehimizedir. Bunu tarihi perspektiften belgeleriyle ortaya koymak mümkün, fakat köşemizin hacmini aşar, biz sadece işaretle iktifa edelim.

Ha şunu da eklemeyi unutmayalım: bu çatışmada en büyük hesap kaderin olacak; bu sefer “kader” lehimize fetva vermiştir, yüz yıllık bir fetretten, duraklamadan (bir de yenilmemizin bazı haklı esbab-ı mucibesi ve hikmetleri vardı. Bu özel ve hususi bir konudur, gazete köşelerinde konuşulmayacak kadar önemli/dini bir gerekçedir) sonra, kaderden vurulan sille/süre, cezai müeyyide olarak hükmünü ikmal eyledi. Şimdi de musibetzede olarak mükâfatımızı isteriz: Mükafatımız da âlem-i islamın, nevm-i gafletten uyanması ve ittihat ve dayanışmanın tesisi, yüz yıllık hatanın ve ihanetin acı akıbetlerinin, emperyal devletlerin insafsızcasına bu toprakların sömürmelerinin neticesi olarak coğrafyamızdaki “kan, gözyaşı ve sefalet” infarkedilişidir.

Böyle bir tablonun oluşacağı daha asrın başında belliydi; lakin düşman “münafıkane” hareket ettiğinden, zor ve muztar kalmış halkın bunu fark edecek hali ve zamanı yoktu. Bu nedenle mahut yıkım/ islama darbe vurma planı tıkır tıkır işledi.

Tam da bu meyanda, kaderin şaşmaz planının işlediğini görüyoruz:

"Musibet şerr-i mahz olmadığı için, bazen saadette felaket olduğu gibi, felaketten dahi saadet çıkar." (RNK) Yüz yıllık bir felaket devresinden sonra, Müslümanların “fecr-i sadıkı”nın belirtileri, o şems-i islamiyetin huzmeleri görülmeye başladı. İnşallahemperyal/Haçlı cephede de, işlenen zulüm ve katliamların vebalinin açıkça çekileceği devreyi de göreceğiz. Birazcık sabır, sebat ve metanet gerekli.

Karşı cephenin kalabalığına, kesretine bakıp ürkmemek lazım,; zira Rabbim haklı taraf için şöyle buyurmuyor mu?: “..Düşmana göre sayı ve silahça çok zayıf durumda iken şüphesiz Allah size Bedir savaşında yardım etmiş, sizi muzaffer kılmıştı..” (Al-i İmrân 123)

Ve müşrik safına da şu gerçeği ihtar ediyor:  “Ey müşrikler! …Siz zafer mi umuyordunuz; işte zaferi (!) gördünüz! Bilin ki, sayıca ne kadar çok olursanız olun, büyük bir topluluk hâlinde bulunmanızın size vereceği hiçbir fayda yoktur..” (Enfâl 19)

Bazılarımız diyebilirler ki; Hocam, siz neden bahsediyorsunuz, bu bir maraton koşusu, iki taraf ta piste çıkıp ipi göğüslemeye koşuyorlar, buna böyle derin ve hayali/sanal anlamlar yüklemek doğru olur mu? Eyvallah, diyorum; bir asırdır coğrafyada hâkim olan “kan ve gözyaşı” sanal mı? Coğrafyamızda döktürülen kanlar yalan mı? Bu coğrafyadaki kaynakların gasp edilmesi sanal mı?

Milyonlarca insanın tehcir ve imha edilmesi hayal mi?

Müslümanların kutsal değerlerine tecavüz edilmesi rüya mı?

Bu coğrafyanın içine düştüğü sefalet, zillet ve hakaret serap mı?

Eğer bunlar gerçekse; öyleyse müsebbiplerin de bir hesap zamanı olacaktır; tıpkı geceden sonra bir gündüzün gelmesi kat’iyetinde.

Burada temel mesele sizsiniz? Siz kendinize bakın ve safınızı belirleyin! 

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.