Hava Durumu

Benim ülkem ve Diderot’un meşhur söylevi!

Yazının Giriş Tarihi: 07.01.2022 06:29
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.01.2022 04:34

DenisDiderot önde gelen Fransız filozoflarından biridir. “Bir filozofun bir Krala söylevi” adlı makalesi ibret alınacak muhteşem mesajlarla doludur. Tahminen 1775 yılında yazılmıştır. Bu eserden bir parça sunmak istiyorum. Kendisi aynı zamanda bir “Cizvit Okulu’nda” okumuş ve bir “Rahip” adayı olduğunu da hatırlatayım.

Şunu da ifade etmek istiyorum: Makalede geçen “Rahipler ve Filozofları” kaldırıp; yerine ülkemizde size göre sorun teşkil eden bazı “oligarşik sınıfları” koyduğunuzda; kanaatimce bu ülkenin “temel sıkıntı ve başarısız ekonomik hamlelerin, bence teşhisinde, bize bir fikir sunacaktır.

“Efendim, eğer rahipleri istiyorsanız filozoflara ihtiyacınız yok demektir ve eğer filozofları istiyorsanız rahiplere ihtiyacınız yoktur; çünkü biri aklın dostu ve bilimin geliştiricisi olarak anılırken, diğeri aklın düşmanı ve cehaletin düşmanı ve savunucusu olarak tanınır; ilki iyi, ikincisi kötüdür.

Sizin hem rahipleriniz hem de filozoflarınız var, filozoflar fakirdir ve pek ürkütücü değildir. Oysa rahipler çok zengin ve tehlikelidir. Filozofları zengin etmekle ilgilenmenize gerek yok, çünkü zenginlik filozoflara zararlıdır. Onları korumanız gerekir sadece; rahiplerinizi ise yoksullaştırmayı ve onlardan kurtulmayı arzu etmelisiniz.

Onları fakirleştirirsenizhem onlardan hem de onların yüzünden milletinize bulaşmış tüm yalanlardan kurtulmuş olursunuz. Çünkü fakirleştiklerinde kısa zamanda alçalmış olacaklardır; elde edilecek bir onur veya kazanılacak  bir servet olmazsa kim bu mesleğin peşinden gider ki? Ama onları nasıl yoksullaştıracaksınız? Ben size söyleyeyim. Onların ayrıcalıklarına saldırmamak ve hemen başlangıçta onları normal vatandaşlar düzeyine indirmeyi denememek konusunda çok dikkatli olmalısınız. Bu hiç de adil ve becerikli bir davranış olmaz; adil olmaz çünkü tacınız nasıl size ait ise, o ayrıcalıklar da onlara aittir. Onlar bu ayrıcalıklara sahiptirve onların sahip olduklarına dokunursanız sizin sahip olduklarınıza da dokunulur. Çünkü sizin için olduğu kadar onlar için de en uygunu olan zamanaşımı yasasına saygı göstermekten daha iyi bir çözüm yoktur. Çünkü bunlar atalarınızın ve tebaalarınızın atalarının hediyeleridir ve hediyeden daha kutsal bir şey yoktur. Çünkü bütün meslek guruplarını olduğu gibi bırakma sözü vermeniz koşuluyla tahta (iktidar) geçmenize izin verilmiştir. Size bu ayrıcalıkları korumanız hususunda yemin ettirilmiştir.”

Bu ülkenin sorunlarına kafa yoran her bireyin, mutlaka D.Diderot’un bu makalesini okuması gerekir. Çünkü kanaatimce bir türlü tam oturamayan Demokrasimizin ana kronik nedenleri bu makalede bir bir teşhis edilmiş ve tedavi şekli de ortaya konuluyor.

Bakınız bu ülkede bir asırdır hâkim olan “bir Jakoben beyaz Türkler” sınıfı var ve bu kesim, yazarın bahsettiği gibi;“ayrıcalıklı ve korumalı bir azınlık zümredirler”. Bunlar, geçmiş atalarından kendilerine tevarüs eden özellikler ile güçlendirilmiş(çağdaş, aristokrat, halka tepeden bakan, kanunlarla veresmi ideoloji denilen bir kutsal zırh ile koruma altına alınmış)içeriden ve dışarıdan daima sahiplenilmiş bir azınlık kitledirler. Bunların söylevleri kutsal nasslar hükmündedir; reddedilemez, karşı fikir ileri sürülemez; bunlar karaya beyaz diyorsa sen de beyaz demek mecburiyetindesin; aksi halde sana yaşam hakkı verilemez ve sana bir de hain damgası vurulur.

Şimdi bu mevzuda daha çok kelâm serdedilebilir; lakin kelâmın en hicivlisini, iğneleyicisini bence DenisDiderot söylemiştir. Tabii ki, bunu anlamak için de önce kişiye giydirilen tek tip resmi libastan sıyrılmak lazım. Bu da şimdilik hayli uzak bir ihtimal, maalesef.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.