Hava Durumu

Batılılara göre Müslümanlar itlaf edilmesi gereken hayvanlardır

Yazının Giriş Tarihi: 22.02.2020 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.02.2020 07:30

Dünyada Avrupalıları hakkıyla anlayan ve anladığını da iki cümle ile özetleyebilen bir Müslüman varsa o da ümmetin ulularından, iyi ahlâklı, mağfur Hersekli Hoca Kadri Efendi merhumdur. İslâm dünyasının en fedâkâr, en iyi ahlâklı ve ileri gelenlerinden Mısırlı Prens Abbas Halim Paşa bir gün sohbet esnasında demişti ki:

"-Hoca Kadri Efendiyi zaten Mısır'dan tanırım. Kültürüne, yüksek kişiliğine hayran olurdum. Bir aralık Fransa'ya uğramıştım. Paris'te ilk işim bu muhterem Müslümanı ziyaret oldu. Kendisiyle biraz hoşbeşten sonra dedim ki:

-Hocam! Senelerden beri burada oturuyorsun. Doğunun, batının ilimlerine, fenlerine cidden vakıf ender insanlardansın. Yakinen gördüğün şeyler tabiîdir ki tecrübeni, gördüğünü, arttırmıştır. Öğrenmek isterim, Avrupalıları nasıl buldun?

-Paşa! Bu adamların güzel şeyleri vardır. Evet, pek çok güzel şeyleri vardır. Lâkin şunu bilmelidir ki o güzel şeylerin hepsi, evet hepsi yalnız kitaplarındadır!"

Hakikat, Hoca merhumun dediği gibi Avrupalıların ilimleri, irfanları, medeniyetteki, sanayideki ilerlemeleri inkâr olunur şey değildir. Ancak insaniyetlerini, insanlara karşı olan muamelelerini kendilerinin maddiyattaki bu ilerlemeleriyle ölçmek katiyen doğru değildir. Heriflerin ilimlerini, fenlerini almalı fakat kendilerine asla inanmamalı, asla kapılmamalıdır.

Bilirim ki bu sözlerim sizin senelerden beri avutulmuş, uyutulmuş fikirlerinize biraz aykırı gelecektir. Onun için bir iki misal getirmek icap ediyor: 

Bilirsiniz ki bizim dünya savaşına girmemizden en çok istifade eden bir millet varsa o da Almanlardı. Şunu hatırlatayım ki ben bu kürsüde 'dünya savaşına girmek mi lâzımdı, girmemek mi iyi idi, girmeden durabilir mi idik, biraz daha geç mi girmemiz uygun idi? ...' gibi meselelerin hiçbirini konu edecek değilim. O benim esas konumun, yetkimin dışındadır. Ortada bir olay var ki biz Almanlarla birlikte olarak harbe girdik. Yüz binlerce şehit verdik. Yüz binlerce aile ocağı söndü. Milyonlarca servet kaynadı gitti. Şimdi; Almanlar için ne lâzım geliyordu? Ne yapacaklardı? Şüphesiz bütün dünyanın, bütün dünyadaki milletlerin kendilerine savaş ilân ettikleri bir zamanda böyle tek ortakları, destekçileri olan bizleri sinelerine basacaklar, bütün gazeteleriyle, bütün kitaplarıyla, bütün edipleri ile, bütün yazarları ile bizi alkış, teşekkür tufanları içinde boğacaklardı. Heyhat! Bu dünya savaşının ilk senesinde ben mühim bir görev ile Berlin'e gitmiştim. O aralık Almanya hükümeti bize dedi ki:

'-Bizim millet meclisimizde bilhassa katolik vekiller kıyamet koparıyorlar: Almanlar gibi ilerlemiş, fen bilgisi olan bir millet nasıl oluyor da Müslümanlar gibi Türkler gibi vahşilerle ittifak ediyorlar? Bu, bizim için alçaklık değil midir?...' diyorlar. 'Aman, makaleler yazınız, eserler yazınız, biz onları Almancaya tercüme ettirelim. Ta ki Müslümanlığın da bir din, Müslümanların da insan olduğu bunların nazarında anlaşılmış olsun.'

Bu bakış açısı aydınların arasında bile vardır. Mösye Kiymon (Emraz-ı İslamiya) adındaki eserinde diyor ki: "Diyanet-i Muhammediye insanlar arasında intişar eden etmiş bir CÜZZAM ileti gibidir, müthiş bir tarzda tahribatını icra etmektedir. Evet bu bir korkunç hastalıktır, umumi bir felçtir. Öyle bir cünundur kiinsanı meskenete, atalete sevk eder. Ve bu iki halden ancak kan dökmek için uyandırır. Mümin ayyaşlar, cüretli mücrimler yetiştirir. Muhammed'in (Mekke) mezarı da Müslümanların kafalarına cünun (delilik) dağıtan bir elektrik sütunundan başka bir şey değildir. Bu din Müslümanları, sara, sekir nöbetlerine benzer bir takım harekata icbar eder; akıldan eser bırakmaz; Allah lafzını sonsuz bir surette tekrar ettirir; sonunda tabiat iklimine geçen bir takım adata alıştırır: Hınzır etini; şarabı, musikiyi kerih görmek gibi..."

MÜSLÜMANLAR İTLAF EDİLMESİ GEREKEN HAYVANLARDIR

Ve bu düşüncedeki aydınları, yazarları Müslümanların bir sürü yırtıcı hayvan olduklarını, bunların beşte birini mahvedip geri kalanını ağır işlerde kullanmak, Kâbe'yi, Muhammed'in mezarını yıkmak lazım geldiğine hükmediyorlar. Bunlara göre problemin en basit tarzda çözümü, bu insan cinsinin ıslah edilmesi için bu muamele icap ediyor..." (M.Akif Külliyatı.C/6.S:288)

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.