Batı’da doğan nur

Afrika’nın küçük bir ülkesinde bir papaz, uzun yıllar İncil eğitimi alıp insanlara Hristiyanlığı anlatmaya çalışıyordu. Adı Musa Bangura’ydı. Ancak o, bir gün Kur’an’ı eline alınca gerçeği fark etti. Şimdi, Müslüman olduktan sonra 500’ü papaz olmak üzere 4 bin 402 kişinin İslam’la tanışmasına vesile oldu.

Benzer bir örnek de Christof adlı bir papazdır. Felsefe ve teoloji eğitimi görmüş, Hristiyan inancının temellerini yıllarca incelemişti. Fakat Kur’an’ı okuduğunda şunu itiraf etti:
“Kur’an insan sözü değil. İlahi metinler konusunda yıllarca eğitim almış birisi olarak tüm benliğimle söylüyorum: Kur’an-ı Kerim insan elinden çıkmış bir metin olamaz. Kur’an’ı okuyan her insaf sahibi, onun Allah kelamı olduğunu kabul eder. Bunu anlamak için yıllarca okumaya gerek yok. Bu hakikat yakında tüm Avrupa’yı saracaktır. Gidişat o yöndedir.”

NE KADAR AÇIK VE SAMİMİ BİR İTİRAF!

Gerçekleri görüp de Müslüman olmasınlar diye, Hristiyan dünyasında İslam’a dair bilgiler adeta gizleniyor. Batı’daki teoloji okullarında İslam korkusu, “İslam’ı öğretmekten” daha büyük bir endişe hâline gelmiş durumda. Çünkü hakikatle karşılaşan birçok kişi, kalbinde yerleşik yalanların çözüldüğünü görüyor.

Bir başka örnek, yine eski bir papaz olan Ahmed İsa Wagner... O da aynı gerçeği ifade ediyor:
“11 Eylül olayı olumsuz bir süreç başlattı, bunu kabul etmek lazım. Ama bu olumsuzluk Müslümanların lehine döndü. Çünkü insanlar İslam hakkında soru sormaya başladılar ve o soruların en güzel cevaplarını İslam’da buldular. Bugün dünyada konuşulan iki şey var: Kapitalizm ve İslam. Komünizm devrini tamamladı. Şimdi ise insanlığın istikbali İslam’a bakıyor. Gelecek hakkın, yani İslam’ındır. Bizim kurtuluşumuz, bu kervanın içinde bulunmakla mümkündür. Yüce Allah bizi bu kervanın yolcularından eylesin.”

NE GÜZEL SÖYLÜYOR...

Gerçekten de zahiren İslam’ın aleyhinde gibi görünen olaylar, uzun vadede onun lehine işlemektedir. “İslamofobi” adı altında yürütülen her karalama kampanyası, aslında İslam’a olan ilgiyi artırıyor. Çünkü “söndürmek istedikleri nur”, Batı’nın merkezinde yeniden doğuyor.

Kur’an’ın buyurduğu gibi:

“Sizin hoşunuza gitmeyen bir şeyde, sizin için hayır olabilir.” (Bakara, 216)

Evet, bugün Gazze’de yaşanan katliamlar karşısında sessiz kalan, hatta destek veren Batılı devletlerin halkları arasında bile büyük bir uyanış var. Sosyal medyada paylaşılan videolarda, kilisede, evde, meydanda kelime-i şehadet getiren yüzlerce insan görüyoruz. Çünkü vicdanlar susturulamıyor.

Bu da gösteriyor ki Allah’ın nuru, Batı’nın karanlıkları içinde dahi yolunu buluyor.

Said Nursî’nin müjdesi yankılanıyor:

“Yakînim var ki, istikbal semâvâtı, zemin-i Asya bâhem olur teslim yed-i beyzâ-yı İslâm’a.”

Evet, istikbal İslam’ındır.
Ve bu kervan mutlaka hedefine ulaşacaktır.
Rabbimiz bizi de o kervanın içinde, o nurun altında yürüyenlerden eylesin.