Hava Durumu

Ayasofya ve ikinci fetih!

Yazının Giriş Tarihi: 17.07.2020 06:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.07.2020 06:30

Bazı rivayetler İstanbul'un ikinci defa fethedileceğini söylüyor.Hadis-i şerife göre o gün insanlar sadece"tekbir ve tehlillerle" İstanbul'u fethedecek...

İşte o fetih, top, tüfek ve silah sahibi olmayan halkın, Allah'ın inayetiyle 15 Temmuz 2016 günü yaptığı fetihtir. 10 Temmuz 2020'de, Ayasofya'nın yeniden cami olarak hüviyet-i aslisine döndürülmesi ise; bu fethin perçinleştirilmesi ve taçlandırılması, bayrağın yeniden dalgalandırılmasıdır.

Bütün bir küffar âlemine ve onların içimizdeki işbirlikçilerine rağmen, böyle bir kararın alınması tarihe damga vuracak büyük bir hadisedir. Bu kararı alanları ve bu uğurda cesaretle adım atanları kutluyorum:

"Allah'ın, peygamberlerin, meleklerin ve bütün Müslümanların rahmeti ve himmeti, maddi/manevi yardımları üzerlerine olsun. Ebediyen cennette kalsınlar, onların izzetleri daim ali, rakipleri zelil olsun ve onlar ebediyen merhamete mazhar olunsun. İlahi lütuf ve rıza üzerlerinden hiç eksilmesin", diliyorum.

Bakınız, bu kararın önemi, dünya üzerinde bıraktığı tepkilerden anlaşılıyor: Bütün bir "Ehl-i salip/Haçlılar" verdikleri reaksiyonlardan ve "ehl-i hilal/İslam dünyası"nın da dua, sala ve tekbirlerle gösterdikleri sevinç ve sürurdan, buna ikinci fetih dersek hiç de abartmamış oluruz.

Evet, 15 Temmuz'da İstanbul nasıl ikinci defa fethedildiyse; Ayasofya'nın ibadete açılmasıyla "İslam bayrağı" yeniden burçlara dikilmiş ve bütün dünyaya, bu beldenin "belde-i İslâm" olduğu ikinci bir kez ilan ve teslim edilmiştir.

Haç ve Hilal mücadelesi, bu topraklardahiçbir zaman bitmeyecektir. Düşman her türlü alçak silahı istimal edecek, her pisliği irtikâp edecek ve münafıklığın bütün tuzaklarını kullanacaktır. Bilhassa maarif yoluyla bu milletin kültürünü bozacak, ittihat ve dayanışmasını sarsacaktır. Müslüman nesilleri "ahlak, itikad, hayat" bakımından kendine benzetecek ve sapık bir nesil oluşturmak için, elini içimizden hiçbir zaman çekmeyecektir.

Şimdi, hükümete düşen en büyük görev, bu büyük fetihten sonra, asırlardır Müslümanların içtimaî hayatına ekilen müzahrefatı, pislikleri zeminden (Özellikle eğitim kurumlarından) temizlemek; yerine tekrar bin yıllık değerlerine avdet etmek için korkusuzca adım atmak ve istikbalini sağlam temeller üzerine bina etmektir.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ

Bu adımı da atacağından eminim, ümitvarım. Çünkü "İstanbul Sözleşmesi"ni gündemine almakla bu ferasetini ortaya koymuştur. Kendisinden, bugünden tezi yok, derhal "Eğitim Sistemini" Haçlı/Amerikan Fullbright cenderesinden kurtarıp aslî, köklü ve tarihi değerlerine dönmek için cesaretini ve kararlığını bir kez daha ortaya koymaktır. İşte o zaman, bugün atılan temeller inşallah kıyamete kadar güvence altına alınmış olacaktır. 

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.