Hava Durumu

Ayasofya ve ağzı olan konuşuyor!

Yazının Giriş Tarihi: 12.06.2020 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.06.2020 07:30

" An megesberberg-i kâh u bevl-i Har,

  Hem çükeştîbanhemîefrâşt ser."

"O sinek, bir merkep sidiği üstündeki saman çöpüne konmuştu. Gemici gibi kafa tutuyordu. Ve devamında; " diyordu ki; Ben denizi ve gemiyi kitapta okumuş, bir müddet onları düşünmüş, durmuştum. İşte deniz bu, ben de ehliyetli ve görüş sahibi bir gemiciyim. Deniz üstünde o, direk sürüyor, yani yelken kürek gidiyor, o kadarcık birikinti onun gözüne hadsiz, sonsuz görünüyordu."  Evet, kişinin âlemi, görüşüne göredir. Gözü ne kadarsa denizi de o kadardır.

Son birkaç gündür, Ayasofya ile ilgili inanılmaz, tuhaf mesajlarla karşılaşıyoruz. Lehte-aleyhte, ilgili-ilgisiz, yeren- taktir eden, bol keseden atan- ahkâm kesen... vb neler neler!

Mevlana Hazretlerinin de yukarıda ifade ettiği gibi; sineğin gözüne ve görüşüne göre merkepsidiği okyanus gibi görünmüştü. Çünkü görünen, bakanın kuvvet ve kudretine, görüşüne göre olur. Elbette bir "pirenin" görüşüyle bir "kartalın" görüşü bir değildir.

Görüş, bakış, nazar; maddi ve manevi kuvvetlendikçe gördüğü şeyler değişir. Meselâ bir bardak suya gözle bakılınca saf bir sıvı görünür. Fakat bir mikroskop ile bakılınca orada "bir âlem" müşahede edilir. Keza "uzaya/semâya" bakan bir göz, oradaki yıldızları parlayan bir nokta gibi müşahede eder. Lâkin "teleskopla" incelenince o noktalar göz önünde büyük birer güneş gibi parlamaya başlar.

Burada şurası hatıra gelir ki; milyarlarca ışık yılı mesafedeki yıldızları mümkün mertebe yaklaştırıp gösterebilen teleskoplar da fezanın ucunu, bucağını bulamıyorlar. Ve asrofizikçiler ancak uzayı gördüklerinden ibaret sanıyor ve öyle bahsediyorlar. Acaba, uzayı daha da gösterecek "aletler, cisimler" bulunsa şimdiki görünen mesafelerden daha ilerisini görmeye imkân var mıdır? Şüphesiz ki vardır. Hem de o vasıta maddi olmaktan ziyade manevidir, ruhidir.

Şimdi, konumuzla ne alakası vardır, diye bir itirazınızı duyar gibiyim. Hem de çok alakası var; toplum, bilir-bilmez hususlarda bilhassa ülkenin stratejik, güvenlik, savunma, askeri, tarihi ve harpvb. gibi ancak ehlinin, mütehassıs sının "görü ve fikir" ileri sürebileceği hususlarda, rast gele fikir ve düşünce beyan ederse; bunun birçok tehlikeleri içerdiğini bilmeliyiz. Meşhur bir söz var; "bekâra karı boşamak kolaydır". Bilhassa Türk tarihi bunun örnekleriyle doludur.

Lütfen, herkes haddini bilsin. Bazı konular, işin ehlini, erbabını ve dava adamınıilgilendirir. Bize düşen görev ise; erbabının, dava adamının arkasında ittihat ve ittifak etmektir. Onların ihtiyaç oldukları kamu desteğini vermek, onlara güç ve enerji olabilmektir.

Peki, bu mevzularda fikir beyan etmeyelim mi?

Hay, hay! İşin uzmanları, ehli, mütehassısları, ilgili ulema ne güne duruyor. Sadece bu hususta değil; ülkenin adaleti, hukuku, yönetimi, fenni, teknolojisi, üretimi, hakça paylaşımı, kısacası ilerlemesini sağlayan her alanda bir hâkim titizliğinde belge ve bilgilerle konuşmak bunların ana görevleridir.

Zaten konuşması gerekenler susuyor; susması gerekenler de ortalığı velveleye boğuyor, ana sorunumuz da işte budur.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.