Hava Durumu

Avrupa ve Amerika'ya karşı stratejimiz nasıl olmalıdır?

Yazının Giriş Tarihi: 23.09.2016 08:53
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.09.2016 08:53

Yıllardan beri Osmanlı'ya ve onun devamı Türkiye'ye karşı bazen açık ve pervasızca bazen de gizli-kapaklı hayasızca bir düşmanlık üzerine stratejisini kurmuş, Haçlı Zihniyetiyle hareket eden Avrupa ve Amerika, 15 Temmuz İşgal Kalkışmasından sonra gerek iç kamu oyunca ve gerekse de dış dünya kamu oyunca maskeleri düşmüş kirli ve hain yüzleri apaçık ortaya çıkmıştır.

Biz bir önceki makalelerimizde, bu şeytanların içyüzlerini, BM'lerde alınan barış kararlarına nasıl karşı çıkıp, veto ettiklerini, bir kısım kararları yayınlayarak ifşa etmeye çalışmıştık. Bu şeytanların dünyadaki savaş ve kaoslardan nasıl beslendiklerini göstermeye gayret etmiştik. Tıpkı Alia İzzetbegoviç'in sözünün hakikatini bir kez daha Müslüman âlemine duyurmaya çalışmıştık.

Ne demişti Alia İzzetbegoviç:

"Bunu hiç unutma evlat. Batı hiçbir zaman uygar olmamıştır ve bugünkü refahı, devam ede gelen sömürgeciliği; döktüğü kan, akıttığı gözyaşı ve çektirdiği acılar üzerine kuruludur.."

Hiç şüphesiz bu sözün kaynağını Kur'an-ı Kerim, bize Âl-i İmran suresindeki şu ayetleriyle işaret etmektedir:

"Ey müminler! Din kardeşlerinizden başkasını (kâfir ve münafıkları) dost edinmeyin: Onlar size fenalık yapmakta, fesat çıkarmakta kusur etmezler ve sıkıntıya girmenizi arzu ederler. Onların size karşı olan kin ve düşmanlıkları ağızlarından meydana dökülmüştür. Kalplerinde gizledikleri düşmanlık ise daha büyüktür. Onların düşmanlıklarına dâirâyetleri açıkladık, eğer düşünür ve anlarsanız." (al-i imran.118)

"Siz öylesine (safî, kalbleri dupduru ve herkesin iyiliğini isteyen) kimselersiniz ki, o (düşmanlarınızı) bile seviyorsunuz, ama onlar sizi sevmezler; siz, (âyetleri arasında hiçbir ayırım yapmadan) Kitabın bütününe ve Allah'ın gönderdiği bütün kitaplara inanıyorsunuz. Onlar ise, ancak sizinle karşılaştıkları zaman "İnandık!" deyip geçerler; fakat birbirleriyle baş başa kaldıklarında ise size olan kin ve düşmanlıklarından dolayı parmaklarını ısırır, dişlerini gıcırdatırlar. (Onlara), "Gayzınızda boğulun!- Kininizle ölün, mahvolun- de! Şüphesiz ki Allah, sinelerin özünü, onlarda saklı tutulan bütün sırları hakkıyla bilir."(al-i imran.119)

"Size bir iyilik dokunursa, bu onları üzer. Başınıza bir kötülük gelse, ona sevinirler. Eğer siz sabırlı olur, Allah'a karşı gelmekten sakınırsanız, onların hileleri size hiçbir zarar vermez. Çünkü Allah onların işlediklerini kuşatmıştır." (al-i imran.120)

Evet, yukarıdaki ayetler, karşımızdaki zihniyetlere karşı, nasıl davranmamız ve nasıl bir strateji takip etmemiz gerektiği hususunda yol haritasını çiziyor. Bu nedenle asırlardan beri sinsi bir şekilde Müslüman milletleri için için zehirleyen ve kin, gayz ve düşmanlıklarını mütemadiyen İslam topraklarına akıtan, bu fesat şebekelerine karşı davranış şeklimiz ve stratejimiz, yukarıda Allah'ın müminleri uyardığı ölçüler içinde olmalıdır. Ancak böyle bir tavır ve taktik ile onların zararlarından korunabiliriz. Zannediyorum ki, Amerika ve Avrupa'nın Suriye, PYD ve PKK ile ilgili yaklaşımları ve destek vermeleri, Türkiye yöneticilerinin gözünü tamamen açmış, bugüne kadar takip ettikleri stratejilerinin değişmesine, dost ve müttefik tanımlarının yeniden gözden geçirilmesini elzem kılmıştır.

Binaenaleyh 1400 küsur yıl önce Kur'an'ın çizdiği dostluk-düşmanlık tanımının mucizevî doğruluğu, gerçekliği ve haklılığı bir kez daha ispat edilmiştir.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.