Artık sesinizi kesme vakti!

Eski tefsirlerde şöyle muhteşem bir hikâye anlatılır:

"Süleyman Peygamber zamanında birisi bir bülbül satın alıyor; onu kafese koyuyor. Bülbül bir zaman ötüyor, şakıyor. Fakat bir gün kafese bir kuş konuyor; bülbüle bir şey söyleyip uçuyor. Bundan sonra bülbül ötmüyor. Adam bülbülü Süleyman Peygambere götürüyor, hali, durumu anlatıyor. Hz. Süleyman bülbüle ötmeyişin nedenini soruyor. Kuş diyor ki:

O kuş, seni zindana atan, kendi dilindir; ötme de kurtul dedi, bana. Süleyman bu sözü kuşun sahibine söyleyince adam, ben onu sesi için almıştım; madem ki ötmeyecek; ne diye tutayım deyip kafesin kapsını açıyor, kuşu azad ediyor"

Benzer hikâyeler Mevlana'ın "Mesnevi"sinde, Attar'ın "Esrar-Nâme"sinde ve daha birçok şark klasiklerinde de geçer. Hatta bir beyitte; İslâm aydınlarının şaka ve latifelerinde,  "hayata ve insanlığa dair" muhteşem öğreti ve nasihatlerin olduğunu hayretle okumuştum.

Kıssadan aldığım ders: Türk kamuoyunda bülbül gibi şakımaktan başka hiçbir mahareti olmayan, ortaya hiçbir eser ve hizmet sunamayan, sadece ekranda arzı endam eden dillerin susmaları hem kendileri ve hem de Türk toplumunun menfaatinedir.

*****  *****  ******

BATI MÜFREDATLI TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ!

 Bugünün Eğitim Bakanına bu işin mutfağında çalışmış bir eğitimci olarak söylüyorum; okullarımızın müfredatında, çocuklarımızı topluma yararlı, faydalı bir birey olmayı ilke edinmiş "Şark Klasiklerini" görmek istiyoruz. Ve İNANIN Kİ, bu aynı zamanda, bu topraklarda bir "beka meselesi" olarak da karşımızda duruyor. Aksi takdirde, genetiği ve düşüncesi bozuk bu çocukları içteki ve dıştaki şer güçler, istediği kulvara sokar, istediği yöne götürür. Asırları aşkındır bu topraklardaki kaosun ve kavganın, nizanın  bir sebebi de  batı orijinli  müfredat ve ahlak ile "böyle gençlerin"  yetiştirilerek piyasaya sürülmesidir.

Maalesef bugünün "Maarif"inin böyle bir hedeften ne kadar uzak kaldığını, acı meyvelerinden yakinen tadarak anlıyoruz. Buradan bir kez daha Maarif Bakanı'na seslenmek istiyorum:

Ülkemizin geleceği adına; emperyalist, hazcı, egoist, maddeci batı düşüncesi, kültürü ve tasallutundan; kendi genetik kodlarına, kendi fabrika ayarlarına dönmemiz için artık bir karar vermeniz gerekiyor.

EĞİTİMDEN AMAÇ; ya kendi öz değerleriyle eğitilmiş, inanç ve kültürüyle donatılmış ve tarihte insanlık alemine binlerce örnek ve numunelerini miras olarak emanet etmiş, yaratılanları Yaradan dan dolayı seven bir nesil mi? 

Ya da batı kültürünü benimsemiş, bencilliği ruhunu sarmış, sadece ve sadece hayvani ve cismani haz ve duygularının tatminini yaşamın gayesi sanan bir gençlik mi?

Şimdi Eğitimin gayesi ve hedefinin ne olduğu, artık toplumun önünde açıkça ifade edilmelidir. Fakat bir iki cılız sözden, tribüne söylenen bir iki hamasi kelamdan gayrı, sadre şifa bir şey henüz duyamadık, maalesef.