Hava Durumu

Anayasa hakkında söz söylemek benim de hakkım!

Yazının Giriş Tarihi: 05.03.2021 06:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.03.2021 06:30

Bilmem kaçıncı defadır "Anayasa", Osmanlı'dan beri temcit pilavı gibi zaman zaman ısıtılarak gündeme getiriliyor. Ve neden ihtiyaç duyulduğu sayılırken yaldızlı, tumturaklı, güzel ve ambalajlı sözcükler gazete köşelerinde yerlerini alır.

Bugünlerde de aynı senaryo vizyonda. Yine ala-i vela ile mehteranlı bir şaşaa ile kösler, davullar çalınıyor, adımlar atılıyor. Ama nedense benim hala inanasım gelmiyor ve hep duam da şu:

İnşallah ben yanılıyorum, iktidardakiler haklıdır ve samimidirler. Elbet bir gün o saadet ışığını göreceğiz, neden o gün bugün olmasın!

Sual- Neden tereddütlüsün?

El cevap- Osmanlı döneminde hâkim olan fikir ve düşüncenin (Jakoben), Cumhuriyet döneminde de halen etkin ve hâkim olmasındandır.

Yanlış bir pusula ile doğru bir hedefe varılmaz.

Artık şunu belleyiniz; "her milletin kamet-i kıymeti başka bir elbise ister. Bir cins kumaş bile olsa, tarzı ayrı ayrı olmak lazım gelir. Bir kadına bir jandarma elbisesi giydirilmez. Bir ihtiyar hocaya tango bir Kadın libası giydirilmediği gibi, körü körüne taklit dahi çok defa maskaralık olur."

Beyler! Türk Milleti İslam unsurları içinde en kesretli olduğu halde, dünyanın her tarafında olan Türkler ise Müslümandır. Sair unsurlar gibi müslim ve gayr-ı müslim olarak iki kısma ayrılmamıştır. Nerede Türk varsa Müslümandır. Müslümanlıktan çıkan veya Müslüman olmayan Türkler, Türklükten dahi çıkmıştır (Macarlar gibi).

Şimdi soruyorum sizlere: böyle bir millete anayasal bir elbise dikerken, bu sosyolojik tespiti nazara almak zorundasınız? Aksi taktirde bütün gayretiniz ve çalışmalarınız beyhude olur.

Şu bir gerçektir ki; "Alem-i küfür bütün vasıtasıyla, medeniyetiyle, felsefesiyle, fen, bilim ve teknolojisiyle, misyonerleriyle âlem-i İslâm'a hücum ve maddeten uzun zamandan beri üstün geldiği halde, âlem-i İslâm'a dinen üstün gelemedi. Ve dâhilde bütün bölücü, ayrıştırıcı, zararlı ırkî/dinî teşekküller ile çalışmalarına rağmen milletin çoğunluğunu yanına alamadı, azınlıkta kaldılar ve İslamiyet metanetini ve sağlamlığını sünnet ve cemaatle muhafaza eylediği, bugün gözle görülen ve yaşanan bir hakikattir. Bu nedenle; Avrupa medeniyetinin habis kısmından süzülen, ahlaksızlık cereyanı, bu milletin sinesinde yer tutamaz. Demek ki; hakiki reformlara imza atabilmek ancak bu milletin kültürel değerlerine ve İslami Kimliğine inkıyad ile olabilir. Başka olamaz, hem olmamış, olmuş ise de, çabuk ölüp sönmüş.

Hem şunu da unutmayınız ki, hariçteki kazandığınız başarıları ve iyiliği, içerdeki (milletin inancına uymayan anayasa) bir fenalıkla bozmayınız.

Biliyorsunuz ki; ebedi düşmanlarınız ve zıtlarınız ve hasımlarınız, İslam'ın şeairini tahrip ediyorlar. Öyle ise, zaruri vazifeniz şeairi ihya ve muhafaza etmektir. Yoksa şuursuz olarak şuurlu düşmana yardımdır.  Şeairde korkup geri çekilmek, düşmanı durdurmaz daha da azdırıp saldırmasına yol açar.

O halde; dünyaya şapka çıkartacak yükselişinizi ve hamlelerinizi, Türk milletinin bin yıllık ruhuna uygun bir anayasal elbise ile taçlandırınız. Ve ebediyen bu milletin duasına masadak olunuz!

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.