Hava Durumu

Amerika'nın dünya politikası!

Yazının Giriş Tarihi: 03.05.2019 07:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.05.2019 07:00

7 Ocak 1944 yılında, New York Times'ta yayınlanan, ABD Başkanı Franklin D. Roosvelt'in "Dört Özgürlük Söylevi"nde, kendisini bir dünya jandarması olarak gören büyük şeytanın çirkin yüzünü görmek mümkündür. Esasen böyle bir güce dayanmış, bu vahşi devlet, kurulduğu yıllardan itibaren kendisine bir "Kudsiyet/İlahî Güç" atfetmiş, yaptıklarıyla, söylemleriyle bunu açıkça ilan etmiştir. (Ne yazık ki, hala bazı Müslüman devletler (yöneticiler), kendilerine "koltuk garantisi" vermeleri karşılığında, bu iblisin safında yer almakta bir beis görmemektedirler.)

Başkan Roosvelt'in söylemine geçmeden, Nisan 1898 tarihinde, senatoda, bir senatör Beveridge'in şu üç cümlesinde daha net bir şeklide bu "kutsal görevin" ne olduğu tarif edilmiştir. Bu nedenle, hala ülkemizde, bu şeytanın ambalajlı, süslü, yaldızlı demokratik söylemlerine inanan bazı safdillerin, belki gözleri açılır diye, bir senatörün, senatodaki şu sözlerini verelim:

"Amerikan cumhuriyeti, tarihin en üstün ırkının kurduğu bir cumhuriyettir. Tanrı tarafından yönlendirilen bir devlettir. Bu cumhuriyetin liderleri de yalnızca devlet adamı değil, aynı zamanda Tanrı'nın peygamberleridir."(Ortadoğu'da ABD Emperyalizmi. Albert J. Beveridge. 27 Nisan 1898)

MENFAATİNE TAPAN ŞEYTAN!

Başkan, Amerika Birleşik Devletleri Kongresinde, baklayı ağzından çıkarıyor ve kongre üyelerine şöyle sesleniyor:

"... Halkımızın huyunu doğru biliyorsam, önceden olmadığı kadar birbirimize bağlı olduğumuzu; sadece almayıp vermemiz de gerektiğini; ileri girmek için eğitimli ve sadık ortak bir disiplin için fedakârlıkta bulunmaya hazır bir ordu gibi hareket etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Çünkü böyle bir disiplin olmadan hiçbir ilerleme kaydedilemez, hiçbir liderlik etkili olamaz. Biliyorum ki bizler böyle bir disiplin için hayatlarımızı ve mülklerimizi feda etmeye hazırız, çünkü bu durum daha çok fayda getirmeyi hedefleyen bir liderliği mümkün kılmaktadır." (Doğru. Körfez Savaşı'nda ABD, Irak'ın 50 yıllık petrol gelirlerine savaş masrafı olarak el koymuştur.)

BAYRAKTARLIK FEDAKÂRLIKTAN GEÇER!

Bu mesajlarda sanırım bizim için de alınacak dersler vardır. Bugünün Türkiye'sinde bilhassa takip edilen dış politikada, halk olarak, bizler de aynı sadakati ve fedakârlığı hükümete sunmalıyız. Böyle bir disiplin olmadan "âlem-i İslam'ın" bayraktarı, önderi ve hamisi olamayız. Dik durmalı ve kararlı olmalıyız. Hükümeti desteklemeli, ona cesaret vermeliyiz. Bir kilo patatese, bir kilo soğana botun bükmemeliyiz. Amerika'nın yüz yıl önce planladığı stratejiyi, biz yüz yıl sonra İslam coğrafyasında planlamaya başladık. Bu zor ve sıkıntılı bir süreçtir, cesaretimizi ve kararlılığımızı ecdadımız gibi ortaya koymalıyız. Unutmayalım ki; büyük zirvelere zorlu şartlardan geçilerek ulaşılır.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.