Hava Durumu

20. MEB Şurası ve dağ fare doğurdu

Yazının Giriş Tarihi: 10.12.2021 06:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.12.2021 06:30

"Ankara'da 1200 kişilik toplantı salonu bulunan MEB, 20. Milli Eğitim Şurasını, 5 yıldızlı otelde düzenledi. JW MarriotHotel'deki toplantının maliyeti 1 milyon 301 bin 650 TL oldu. MEB, mayıstan bu yana düzenlediği toplantı ve çalıştaylara 4 milyon 741 bin TL ödedi." (Basın) 

Şimdi soru şu: Eğitimi şaşaa ve şatafattan, rakam ve istatistiklerden ibaret sayan bir kafa yapısı, Müslüman halkımızın özlemini çektiği bir "öze dönüşü" gerçekleştirebilir mi?

1939'dan itibaren 20.si yapılan "Şura Toplantıları"nda eğitimin özüne hiç dokunulmadığı ve adeta bir "kutsal çatı" muamelesi yapıldığı hakikati ile karşı karşıyayız. 1999'dan itibaren son 4 Şura Toplantısı AK PARTİ Hükümetleri döneminde icra edildiğini de unutmayalım.

Şura toplantılarından sonra Basın'ınballandıra ballandıra attığı başlıklar, Türk milletini uyutmaya matuf başlıklardır.  Bundan önceki toplantılarda çıkan sonuç ne ise bunda da ortaya çıkan sonuç aynısıdır.  Halkın kahir ekseriyetinin beklentilerine bir cevap verilememiştir. Sadece yenilmiş, içilmiş, bol bol israf yapılmıştır; tıpkı 30'lu yıllarda sahneye konulan senaryolar, günümüz modasına uygun tekrar sahnelenmiştir. Umutlar, beklentiler bir başka bahara kalmıştır.

Ve Başkan, halaMEB'e yönelttiği sorusunun cevabını alamamıştır: "Eğitimde, kültürde başarılı olamadık!". Bir önceki Bakan nasıl rakamlarla, istatistiklerle, cicili-bücülü sözler ve görüntülerle vakit tüketti ise; yeni Bakan'ında aynı minvalde devam edeceği, bu "Şura"da açığa çıkmıştır.

Kuruluş yıllarında temeli atılan "Kamalist Eğitim", aynı şiddet ve şevkle dimdik ayakta ve faaliyettedir. Türk milletinin gencecik nesilleri; maalesef "kültür, tarih, din ve hatta sanat-bilimtedrisatı" bakımından beyinlerimiz, düşünme ve muhakeme melekelerimiz tahrip ediliyor ve maalesef zihni esaret altındayız. Maneviyat yönünden acımasız bir çarkın altında öğütülmeye devam ediyoruz. Bakınız Cemil Meriç'in, ALİYA'nın, tarihçi Armağan'ın, Bahadıroğlu'nun..vb. bu husustaki serzenişlerine.

(İşte, 1892 yılında çıkarılan bir talimatta, iptidai (ilkokul) mekteplerde okutulan şu derslere baktığımızda, nasıl bir asimilasyona tabi tutulduğumuza yeterli bir kanıttır:
Elifbâ (Alfabe), Kur'an-ı Azîmüşşân, Tecvid, İlmihâl, Ahlak, Sarf-ı Osmani (Türkçe Gramer), İmla (Türkçe Yazma), Kıraat (Türkçe Okuma), Mülahhas Tarih-i Osmani (Kısa Milli Tarih), Mülahhas Coğrafya-yı Osmani (Kısa Milli Coğrafya), Hesap (Matematik), Hüsn-i Hat (Güzel Yazı)

Bu ne menembi şey ise, gelen hiçbirmuhafazakar/dindar iktidar, bu çomağa çubuğunu sokamıyor. Bu alanı elinde tutan görünmez güçler ise; oldukça şuurlu ve hassas davranıyorlar. Meselâ; MEB ortaokul dindersi müfredatına, "cihad" kavramı ile ilgili bir ünite eklemişti. Hemen o görünmez güçlerin harekete geçtiğini ve "Amerikan The New York Times, İngiliz TheGuardian" Gazetelerinde, Türkiye'nin radikal islama kaydığı ile ilgili yazılar yazıldığını, haberler yapılarak dünya medyasına servis edildiğini gördük. Hakikaten birilerinin dediği gibi; "vatansız bir milletiz! Topraklarımız var ama vatanımız yok".

Bizim cenaha gelince:İktidar koltuklarında nefisve hevanın, arzu ve isteklerin keyif ve zevki içinde balayı yaşayanlar; Evet sizler!Gaflet ve dalalet uykusunun en derin safhasına yuvarlandığınızın farkında bile değilsiniz.  Bu rüyadan bir gün uyanacaksınız. Kötü bir akibetsizi bekliyor; lakin sınavı kaybetmiş olarak.Ve birde hadislerde ifade edilen tokatlara masadakve müstahak olarak..

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.