Bir önceki yazımızda yavaşlamaktan ve yavaşlamak için yapılabilecek 2 maddeden bahsetmiştik:
Malayani işler dediğimizde aklımıza ilk gelenler gün boyu elimizden düşmeyen telefonlarımız ve diziler / haberlerle süslenmiş televizyonlarımız oluyor, demiştik. Bu cümle bir zandan ibaret değil aslında. 2020 yılındaki istatistiklere bir göz atalım.
Türkiye istatistiklerine baktığımızda ise sosyal medya ve televizyon başında 3'er saat vakit geçirildiği, online müzik dinleme süresinin ortalama 1,5 saat ve oyun konsolunda geçirilen sürenin 1 saate yakın olduğu görülmektedir.
Peki, sosyal medya, televizyon, oyunlar nasıl bir fıtrata sahiptirler, bir düşünelim.
İlk akla gelen özellikleri hızlı olmaları. Yazıları saniyeler içinde kopyalayabilmek, bir tıkla karşımızdakine "like" atabilmek, nasılsa beni görmüyor düşüncesiyle düşünmeden paylaşımlar yapabilmek ya da özensiz kelimelerle muhatabımızı yerebilmek vs. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. İşte bu haliyle sanal dünya fıtratının, gerçek dünya fıtratına uymadığını söyleyebiliriz. Çünkü gerçek dünyada isteseniz de hızlı olamazsınız. Bir yerden bir yere gitmek saatler alır, yazı yazmak dakikalarınızı alır, sıkılmak da sıkıntımızı gidermek de bir zaman ister, arkadaşlarınızla sohbet etmek için duygu, düşünce ve davranış üçlüsü birlikte hareket etmek zorundadır.
Fakat günde ortalama 7,5 saatimizi sosyal medya, televizyon gibi sanal aleme verdiğimizde gerçek dünyada da hızlı olma arzusuyla yanıp tutuşmak kaçınılmazdır.
O yüzden misafirlikler sıkıcıdır,
Uzun muhabbetler bizi yorar,
Öfke kontrolünü sağlamak neredeyse imkansızdır,
Yemek yapmak, temizlik yapmak, bir iş için günlerce uğraşmak, el yazısı yazmak bunaltır,
Çocuklarımızla oyun oynamak vakit kaybıdır.
Yavaşlamak adına atacağımız ilk adım, sanal alemde geçirdiğimiz zamanı azaltmaktır.