Kimlik bunalımı

"Bitaraf olan bertaraf olur." diye bir söz vardır bilirsiniz. Bu söz hayatımızdaki bütün alanlar için geçerlidir aslında. Çünkü tarafsız olmak kararsız olmaktır. Ve kararsız olmak insanı yoran, yıpratan, zamanından çalan en büyük etkendir.

Bu durum insani ilişkilerimiz için de geçerlidir. Konuşmalarımızı, tartışmalarımızı bir kimlik çerçevesinde yaparız. Seçtiğimiz kimlik bizim insanlarla ne tür bir iletişime geçeceğimizi, hal ve hareketlerimizi, jest ve mimiklerimizi, olayları hangi açıdan yorumlayacağımızı da belirler. Eğer bizler kimliğimizi henüz bulamadıysak yani bir kimlik karmaşası yaşıyorsak hayat boyu karşımıza çıkan sorunlar, çığ olur bizi altında bırakır. Çünkü olaylar karşısında gücümüzü en çok düşüren yapı kararsızlıktır: "Ben nasıl davranacağım? Ben nasıl cevap vereceğim? Ben nasıl konuşacağım?"

Eşimizle sorun yaşadığımızda "A" kimliğine bürünür, çocuklarımızla sorun yaşadığımızda "B" kimliğine bürünür, anne-babamızla sorun yaşadığımızda "C" kimliğine bürünür ve bu kadar kimliğin içinde kimliksizleşmeye başlarız.

Kaba göre şekil almak yorar insanı.

Kimlik bulmanın ilk adımı, şeklini alacağımız kabı belirlemektir. Ben "kim" olarak sorunlarla baş edeceğim?

Kabın en güzeli, herkesi ortak noktada buluşturacak olansa İslamiyet'tir.

Ben Müslüman kimliğimle bulunacağım her ortamda. Sorunlarıma Müslümanca çözümler arayacağım. Sorularımı Müslümanca soracağım. Müslümanca cevap vereceğim bana yöneltilen sorulara.

Eşimin karşısında da Müslümanca duracağım, çocuklarımın, anne-babamın, arkadaşlarımın, akrabalarımın karşısında da...

Kimlik bunalımı yaşamayınca da problemlerin çözümüne daha hızlı ulaşacağım.