Hava Durumu

Hareketli çocuklar ve hareketsizliğimiz

Yazının Giriş Tarihi: 04.08.2020 06:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.08.2020 06:30

Saat 19.00 gibi işten dönmüştü Ali Bey. Akşam yemeğini dışarıda yemişti. Eve gelir gelmez bilgisayarını açtı. Cevaplanması gereken mailler vardı. Küçük oğlu Veli, annesiyle beraber akşam yemeğini yedi. Cumartesi akşamını beklemişti Veli 1 hafta. Çünkü babası hafta içi iş yoğunluğundan eve çok geç geliyor ve Veli, babası gelmeden önce uyumuş oluyordu. İşte şimdi tam zamanıydı. Uyku saatine 1 saat kalmıştı ve bu saat babasıyla oynamak için yeterli bir zaman dilimiydi. Arabalarını aldı ve babasının maillere cevap verdiği odaya gitti Veli. Babasının işini tamamlamasını sabırla bekledi.

Ali Bey işini bitirdi ve bilgisayarını kapattı. Tam oğluyla göz göze geleceklerdi ki bir mesaj sesiyle telefonuna yöneldi Ali Bey. Veli bekledi, bekledi, bekledi. Sonra dayanamadı kendi oyununu kurmaya başladı. Yastıklardan yollar yaptı önce. Sehpaları ters çevirdi bunlar otoyol olsun dedi. Sandalyeleri koltuklarla birleştirdi ve köprüler inşa etti hayalinde. Arabalarını tek tek geçirdi bu yollardan, köprülerden. Ali Bey, sosyal medyada sosyalleştikten 1 saat sonra telefonunu şarj etmek niyetiyle oturduğu yerden kalktı. Aman Allah'ım o da ne? Ev havaya kalkmıştı. "Ne oldu buraya? Oğlum neden doğru, düzgün oynamıyorsun diye söylendi." oğluna ve "Haydi, uyku saatin gelmiş." diyerek kovaladı odasına. Doğru, düzgünden kastedilenin ne olduğunu tam olarak anlayamamıştı Veli.

Sabah erkenden kalktı Veli. Uykusunu almıştı. Koşa koşa babasının yanına gitti. Babası ayılmak üzereydi. Tam ayılıyordu ki komodinin üzerinde duran telefonunu el yordamıyla buldu ve sosyal medyadan "günaydın" dedi. Oğlu daha fazla dayanamadı ve yatakta zıplamaya başladı. Zıpladıkça telefon sarsıldı, sarsıldı, sarsıldı ve Ali Bey'in elinden firar etti. "Ya hu bir Pazar keyfimiz var, rahat rahat yatamıyoruz dedi." Ali Bey ve Veli'yi odasına kovaladı.

Ali Bey sosyal medyadaki selamlaşmalarından sonra kahvaltıya geçti. Yemek yerken televizyon izlemenin keyfi de bambaşkaydı. Veli sohbet etmek için konu açtıkça Ali Bey televizyonun sesini yükseltti, yükseltti, yükseltti. Pat elektrikler gitti. Söylenerek kalktı sofradan Ali Bey. Neyse ki telefonunu şarj etmişti. Sabahtan akşama kadar oturduğu yerde sosyalleşti, yeni bilgiler edindi Ali Bey. Veli, bir ısırık aldı elmadan, koltuklarda zıpladı, boyama yaptı, takla attı, bahçede çamurla oynadı, hayaller kurdu ve bol bol konuştu. Ali Bey söylendi, söylendi, söylendi. Bu çocuk ne kadar da hareketliydi.

...

Bizler, evlerimizde en çok yaptığımız faaliyetin 'oturmak' olduğunun idrakine varamazsak eğer çocuklarımızın oyun oynaması, zıplaması, yastıklardan ev yapması, toprakla oynaması, halının kayması, sehpanın dağılması, masanın üstünde ısırılmış elmanın kalması kısacası hareketli olmayı gerektiren bütün eylemler abes gelecek biz hareketsizlere. Sonra yaramaz diye, hiperaktif diye basacağız damgayı alınlarının tam ortasına.

Hâlbuki hareket canlılık belirtisidir; hareketsizlik ölüm.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.