Hava Durumu

Ekran, çocuk ve yetişkinler

Yazının Giriş Tarihi: 16.07.2020 06:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.07.2020 06:30

Bir yazar şöyle diyor: "Ortalama bir insan; görmeden bakıyor, duymadan dinliyor, hissetmeden dokunuyor, tat almadan yiyor, bedenini duyumsamadan hareket ediyor, koku bilincine erişmeden nefes alıyor ve düşünmeden konuşuyor."

Peki, ortalama bir insan, insan olmanın nimetlerinden neden faydalanamıyor? Ve günden güne kendine yabancılaşıyor?

Hayat şartları, ekmek kavgası, geçmiş ve gelecek endişesi... Belki de daha fazlası...

Bu soruya doğru cevap verebilmek için öncelikle "ortalama bir insanın" 24 saatini nasıl değerlendirdiğine bir göz atmamız gerekecek.

Yapılan bir araştırmaya göre ailelerin %50'si ortak faaliyet olarak TV izlediklerini belirtiyorlar. Çevremize bir göz attığımızda aslında bu oranın %50'nin bile üzerinde olduğu, araştırmanın kusurlu olabileceği geliyor akıllara.

Yine başka bir araştırmaya göre çocuklar, yılda 40 bin reklama maruz kalıyorlar.

Çocukların hafta içi TV izleme süresi 3 saat, hafta sonu TV izleme süresi 5-9 saat...

Gençlerin %93,9'u televizyon izliyor, %47,3'ü kitap okuyor, %39,4'ü ise akraba ziyaretlerine vakit ayırmıyor.

Ailelerin %66'sı akşam yemeğini televizyon karşısında yiyor.

Bu ve benzeri araştırmalar ülkemizde de dünyada da çok kere tekrarlanıyor.

Psikologlar, pedagoglar, çocuk gelişimciler olarak hep bir ağızdan televizyon, tablet, telefonun çocuklarda oluşturabilecek zararlarından bahsedip dururuz. Fakat ailelere, 'aman dizilerden, filmlerden, telefondan, tabletten, oyunlardan uzak durun' uyarılarını çoğu zaman yapmayız. Asıl konumuz 'çocuk' olur. Hâlbuki çocuk için zararlı gördüğümüz ekranlar, ekrandan maruz kalınanlar yetişkin için faydalı ve masum mudur? Neden çocuklar için kesinlikle şu şu çizgi filmi izletmelisiniz demiyoruz, diyemiyoruz, zararlı görüyoruz da yetişkinler olarak birbirimize sık sık dizi ve film önerilerinde bulunuyoruz? Sabaha kadar film izlemiş yetişkini neden çok kültürlü sayıyoruz?

Acaba 'ortalama insan'ın görmeden bakması, duymadan dinlemesi, hissetmeden dokunması, tat almadan yemesi, duyumsamadan hareket etmesi, koku bilincine varmadan nefes alması, düşünmeden konuşması ekranın çocuklarda olduğu kadar yetişkinlerde de tahribata uğrattığının göstergesi olabilir mi?

Çok muhtemel değil mi sizce de? Peki, duymayan, hissetmeyen, görmeyen, duyumsamayan kısacası kendinin dahi farkında olmayan yetişkinlerin çocuklarına verdikleri zararlar, ekranların (televizyon - telefon - tablet) çocuklara verdikleri zararlardan daha masum olabilir mi?

İşte düşünülmesi ve cevaplanması gereken bir dolu soru daha siz okurlarımıza.

Buyurun.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.