Değerlerimiz ve seçimlerimiz

Bazen eylemlerimizden, düşüncelerimizden, hedeflerimizden ve hatta hayallerimizden dolayı yargılanırız ya da biz başkalarını yargılarız.

Aslında iki taraf da hiç bir sonuç elde etmez. Aksine istemediğimiz tartışmalara hatta kavgalara girmiş oluruz.

Halbuki mevzu şudur: Senin bu hayatta değer verdiğin şeylerle diğerinin bu hayatta değer verdiği şeyler çok farklı hem de çok.

Bu durum beklentimizi, seçimlerimizi, yürüdüğümüz yolu doğal olarak değiştiriyor. Ki değiştirmeli de öyle değil mi? Değerlerimiz farklıyken nasıl aynı hedeflere, hayallere, beklentilere sahip olabiliriz ki? Hem bu mantıksız hem de bence beni de irrite eden bir durum.

Bana kalırsa tartışmaya girmeden önce de önem verdiğimiz, kıymet verdiğimiz şeyleri önümüze dökmek tartışmayı daha başlatmadan bitirir.

Tabii ki tartışmaya girmemiz bizi herhangi bir sonuca götürmeyecekse yani işlevsiz bir tartışma olacaksa bu.

Çünkü ben benim değer verdiklerime göre sen de senin değer verdiklerine göre hareket edeceksin ve hareket etmelisin de.

Yeter ki günün sonunda ve ömrün sonunda ikimiz de diyebilelim ki: “Ben beni temsil eden eylemlerde bulundum. Her ne olursa olsun ben seçimlerimle kendimi istediğim şekilde gösterdim. Hem başkalarının hem de benim görmek istediğim şekilde…

Değerler o kadar önemlidir ki bizim için terapide ayrıca çalıştığımız bir alandır burası. Değerlerle temas ve değerler doğrultusunda kararlı adımlar…

O halde mottomuz şu olsun: “Kimsenin değerlerine kimse karışamaz.” :)