Televizyonun, tabletin, telefonun zararlarından bahsederken alternatif sunmanın gerekliliğinden de bahsediyoruz daima. Yalnız çocuklar için değil biz yetişkinler için de. Hatta önce yetişkinler için. Çünkü evdeki disiplin önce anne babanın kendini disipline etmesinden geçer. Sonrasında çocuğa sirayet eder. Biliyoruz ki çocuklar yetişkinleri izlerler. Bugünkü yazımızda hem çocuklar için hem biz yetişkinler için ekrana en faydalı alternatif olan kitap okumayı ele alacağız. Kitap okumanın gerekliliğinden, kitapta seçici olmamız gerektiğinden ve hayatımıza nasıl geçireceğimizden bahsedeceğiz.
Kitap okumanın bireye, aileye, topluma faydalarını hepimiz az çok biliyoruz. Fakat hatırlatılmayan ya da kendimize hatırlatmadığımız her konu unutulmaya yüz tutmuştur. Bizler de bu konuda aynı zamanda hatırlatıcı olmak istiyoruz.
Bilmeliyiz ki kitap okumak eylemi, bizlere ve topluma fayda vermesi açısından tek başınayeterli değildir. Kitapta seçici davranmak gereklidir. Ömür az, kitaplar çoktur. O yüzden tavsiye kitaplara kulak vermek elzem hale gelmiştir. Hayatımıza yeni bir bakış açısı kazandırmayan, tam tersine ufkumuzu daraltan, dilimizi yozlaştıran, yalnız dizi tadında olan kitaplar maalesef geri dönüşüme gitmeye daha layıktırlar.
"Damlaya damlaya göl olur" felsefesince bir anda çok kitap okumak değil az olsa da süreklilik kazanmış okumaların katkısı büyüktür. Günde 10 sayfa kitap okuyarak ayda 300 sayfalık bir kitabı bitirebiliriz. Fakat unutmayalım ki bir işin süreklilik kazanması için kişinin planlı, düzenli ve disiplinli olması gerekir. Sabah saatleri ise kitaptan en iyi verimi almak için ideal saatlerdir.