Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Bindik bir alamete

Yazının Giriş Tarihi: 04.12.2024 07:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 02.12.2024 23:49

Bu hayatta kaygıya en çok kapı aralayan sebeplerden biri belirsizlik. Hayatımızın her alanında, küçük büyük her yaşta bu belirsizlikle yaşıyoruz ya da yaşamaya çalışıyoruz. En basit ne zaman öleceğimiz belli değil, 5 dakika sonra başımıza ne geleceğini bilmiyoruz. Düşüncelerimiz, duygularımız, değerlerimiz dahi sürekli değişiyor ve bu değişimin nereye doğru gideceğini bile kestiremiyoruz. Kulağa çok korkunç geliyor değil mi? Ya da belki de bilmiyor olmak büyük bir nimettir. Bu, konuya nereden baktığımızla ilgili. Fakat nereden bakarsak bakalım kesin olay şey, bu dünyada çok az şeyi kontrol edebiliyor olduğumuz ve çok az şeyin belirgin olduğu. Belirsizliği ortadan kaldıramadığımıza göre ve bu dünyanın kanunu olduğuna göre belirsizlikle barışmak durumundayız. Belirsizlikle barışmanın ilk adımıysa bu kanunu kabul etmekten geçiyor.

Belirsizliği tanımlayacak olsam, bir şeyle ilgili çok fazla ihtimalin olması derim. Belki yüzlerce, binlerce… Hadi yine bir örnek üzerinden gidelim:

Diyelim ki ölmekten çok korkuyorum. Ve ne zaman öleceğim belirsiz. Bugün de olabilir, yarın da olabilir, 100 sene sonra da olabilir hatta saniyeler içinde de ölebilirim. Ne kadar çok ihtimalli bir konu. Peki ihtimallerin böyle çok olduğu bir yerde ben ne yapıyorum? Her sabah ölme ihtimalim üzerinde durup evden çıkmıyorum, yemek yapmıyorum hatta yemek yemiyorum, çocuklarımla ilgilenmiyorum, eşim yokmuş gibi davranıyorum, arkadaşlarımla görüşmüyorum, kimseyi aramıyorum. Zaten ölecek bir insan neden yapsın ki tüm bunları? Her günümü ölmeden önce ölmüş gibi geçiriyorum. Hem de her günümü… Zihnime ölümle ilgili gelen düşünceler üzerinde duruyorum. Artık insanlarla değil zihnimdeki o kişiyle sohbet ediyorum. Peki bu hayat beni nereye götürüyor? Kaygımı hafifletmek uğruna seçtiğim bu eylemlerle ben kendime nasıl bir hayat inşa etmiş oluyorum? Tercih ettiğim bu eylemlerimle gerçekten yaşamak istediğim hayatı yaşamış oluyor muyum? Belki bunun gibi sorular bindiğimiz otobüsü değiştirmemize, değiştirmesek bile bu otobüsün bizi nereye götürdüğünü fark etmemize vesile olacaktır. Sonrasında tabii ki seçim yine bizde. Bu örnek üzerinden gidecek olursak:

Her gün öleceğimizi bekleyerek de yaşamayı seçebiliriz. Ya da yine bu düşüncenin varlığını ve bu düşüncenin bizde kaygı uyandırdığını kabul edip hayatımızın direksiyonunu istediğimiz yöne doğru da kırabiliriz. Galiba bu seçenek de bize bakıyor değil mi?

Hadi size başka soru sorayım şimdi. Hem bizim işimiz soru sormak değil mi? Gerçekten tüm ihtimaller üzerinde durmak mümkün mü? Her ihtimali değerlendirmek olası mı? Hadi olası olduğunu varsayalım. Bu olasılıkları düşünmek bizi bir sonuca ulaştırıyor mu? Yani sahiden bir işlevi oluyor mu?

Ya da soruyu biraz değiştirelim. Sürekli ihtimaller üzerinde durmanın ve hayatı buna göre şekillendirmenin getirileri ve götürüleri neler oluyor?

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.