Empati yeteneğim çok yüksek, insanları idare etmekten yoruldum

Bu serzeniş toplumda birçok kişi tarafından yaygın olarak kullanılmakla beraber aslında herkes farklı farklı sebeplerden yakınmaktadır. Kimi insanların sevgiden yana derdi var. Hep karşılıksız sevmekten, kendisinin büyük bir aşkla bağlandığı, uğrunda canını bile fedaya hazır olduğu insanlardan, aynı şekilde karşılık göremediğinden canı yanmıştır. Anlaşılmamaktan, aynı şekilde sevilmemekten ve terk edilmekten yorulmuştur. Alttan almaktan, idare etmekten, her şeye evet demekten, hep fedakarlık yapan taraf olmaktan gına gelmiştir. Onu düşünmekten, sevmekten, İncinmekten, her seferinde aynı döngüyü yaşamaktan yorgun düşmüştür.  Hep verirsen iyi, bir kere vermesen senden kötüsü yoktur. Hayır diyemediğinden lüzumsuz birçok külfete katlanmak zorunda kalmak, bıktırıcı ve çok acı vericidir.

Kimileri de değer görüp görmediği konusunda hassastır. Değerinin anlaşılmadığından, layık olduğu şekilde muamele göremediğinden yakınır. Yaptıklarıyla, çabasıyla takdir edilecekleri yerde, yetersiz kişiler tarafından kıskanıldığını, aşağıya çekilmeye çalışıldığını, gözden düşürülmek istendiğini fark etmek hayal kırıklığı ve nankörlük olarak algılanmaktadır. Herkesi kendisi gibi bildiği için çabucak güvenmekten, ama hep güvendiği insanların ihanetine uğradığını görmekten, değer verip değersiz hissetmekten yorulmuştur. Güçlü görünmekten, önemseyip de önemsenmemekten yorgundur.

Bazı insanlar da ne zaman birisine yakınlık gösterse kendisini kullanmaya çalıştığından yakınır, yeterince ilgi görmediğinden ya da aşırı ilgiden bunaldığından. İlgi gösterdiği herkesin sonunda onu kullanamaya veya sömürmeye çalışmasından, kendini bunlardan korumaya çalışmaktan yorgun düşmüştür. İnsanları idare etmekten, yetişmeye, orta yolu bulmaya çalışmaktan, anlaşma, uzlaşma zemini arayan taraf olmaktan yılmıştır.

Hayatı hassasiyetlerimize göre algılıyoruz, problemleri de. Aslında sorun dışarıda değil kendi içimizde. Hayatın önümüze çıkardığı engeller karşısında çözüm üretmekte yetersiz kaldığımızda, bize bu duyguyu veren, yetersizlik çaresizlik hissetmemize sebep olan, ilk çocukluk yıllarımızdan kalma travmatik yaşantılarımızdır. Ailelerimizin aktardıkları veya bize iyi gelmeyen bazı tutum ve davranışları yüzünden oluşan hassasiyetlerimizdir.

Hassasiyetlerimiz olmasaydı bir insan olarak yapabileceğimiz ve yapamayacağımız şeyleri daha kolay ayırt edebilirdik. Ve gerçekleşemeyecek hayaller peşinde koşmaktansa, daha gerçekçi ve ulaşılabilir hedeflerimiz olabilirdi.

Örnek vermek gerekirse önemsenmek ve değer görüp görmeyeceğimiz konusunda bir duyarlılığımız, bir hassasiyetimiz olmasaydı, önemsesinler, değerli biri olduğumu anlasınlar diye öteki insanların gözüne girmek, onların takdirini almak için bir çok gereksiz davranış ve fedakarlıkları yapmaz ve sonunda da hayal kırklılıkları yaşamazdık.

Yine sevgi görmek konusunda bir hassasiyetlerimiz olmasaydı, sevilesi bir insan olduğumuzu hissedebilmek için; birinin bize gerçek olamayacak kadar abartılı bir şekilde sahte de olsa sevgi göstermesine ihtiyacımız olmazdı. Onun sahte sevgisini alabilmek için kendini feda edercesine onun bütün eziyetlerine boyun eğmek, sınırsız fedakarlıklarda bulunmak ve sonunda da büyük hayal kırıklıkları ve öfke yaşamak zorunda kalmazdık.

İlgi konusunda hassasiyetimiz olmasaydı insanlar benimle ilgilensinler ama işgal de etmesinler diye bütün yaşam enerjimizi insan ilişkilerimizde hep bir mesafe ayarı yaparak güvenli bir mesafe oluşturmak için harcamaz ve yorgun düşmezdik.

Zaman zaman siz de "insanları idare etmekten yoruldum" serzenişinde bulunuyorsanız, hayatınız bitmeyen, tekrarlanan bu kısır döngülerle pişmanlıklarla sürebilir.

Bıkkınlık ve yorgunlukları, hayal kırıklıklarını tekrar tekrar yaşamamak için terapiye giderek ailelerimizden getirdiğiniz bu duygusal mirastan, çocukluk travmalarınızdan ve bu hassasiyetlerinizden kurtulabilirsiniz. Böylece enerjinizi, gönlünüze göre belirlediğiniz yaşam hedeflerinizi gerçekleştirmeye harcayarak, hayallerinize ulaşırsınız.

 Aksi halde kalan yaşamınızda da çocukluk travmalarınızın size dayattığı hayatı yaşamaya devam edeceksiniz demektir. Yorgun bir şekilde.

Tekrar görüşmek dileğiyle. Hoşça kalın.