Hava Durumu

Tek engel bahanelerimiz

Yazının Giriş Tarihi: 09.12.2020 06:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 09.12.2020 06:30

Harekete geçmek için, bahanelerimizin onda biri kadar sebebimiz olsa eminim olduğumuz yerden çok daha farklı bir yerde olabilirdik. Ne zor şu ataleti yenmek! Hiçbir şeye cesaretimiz kalmamış, uğraşmaya mecalimiz yokmuş gibi yaşıyoruz. Tabir yerindeyse insanlar "armut piş ağzıma düş" misali bir yaşam istiyorlar. Cancağızım var mı böyle bir dünya? Bilen gören varsa göstersin! Zamanında bir derviş varmış. Bir gün derviş kendi kendine düşünmüş; ya demiş Allah bütün yarattıklarının rızkına kefil. O zaman ben niye rızık peşinde koşuyorum? Oturup ibadetime bakayım nasıl olsa Allah rızkımı gönderir. Oturmuş bir cami avlusuna, başlamış tesbih çekmeye, tabi bir yandan da rızkını beklemeye. Bir gün, iki gün. Maalesef cami kurnasının suyundan başka bir şey girmemiş midesine. Artık açlıktan iyice bitkin düşmüşken, cemaatten biri elinde bir tepsi börekle girmiş cami avlusuna. Bunu gören derviş; heh demiş işte rızkım da geldi. Adam başlamış börekleri dağıtmaya fakat gel gelelim bizim köşede oturan dervişi bir türlü fark etmemiş.

Derviş bakmış börekler gidiyor, en sonunda dayanamamış; öhö öhö diye öksürmüş. O anda dervişi fark eden adam, tepside kalan iki dilim böreği uzatmış ona. Derviş almış börekleri, o açlıkla bir yandan yemiş, bir yandan da mırıldanmış; hey kurban olduğum Allah'ım, veriyorsun rızkı vermesine ama, illa bir öhö dedirteceksin! İnsanı kısmeti bulur amenna, ama aslında insan çağırır, kendine çeker kısmetini. Ne zaman bahanelerimizden kurtulup bir adım atarız, işte o zaman kısmetimiz de bize doğru yola çıkar. Sanırım tüm mesele o ilk adımı atmakta, cesaret etmekte, kendimize güvenmekte! Yoksa yattığımız yerden, istediklerimiz ayağımıza gelsin diye beklemek en kolayı! Tabi bir de en gülünç olanı, o bahanelere kendimiz bile inanmamız.

Bir süre sonra onları gerçek kabul ediyoruz, hatta gerçekleştiriyoruz. Bir insan beceriksizlikten ya da imkansızlıktan değil, hiç denememekten dolayı başarısızdır. Ama denedik olmadı dediğinizi duyar gibiyim. Tamam, peki kaç defa denediniz? Bir, üç, beş...Sanırım fazlası değildir. Edison'a ampulün icadından sonra soruyorlar; dokuz yüz doksan dokuz kez başarısız olduğunuz halde bininci denemeyi yapacak cesareti nasıl buldunuz? Edison'un cevabı müthiş; ampulün icadı bin aşamalı bir süreçti! Demek ki kaç defa deneyeceğiz sorusunun cevabı; başarıncaya kadar olmalı! Gerçekten de başaranlar, vazgeçmeyenlerdir! Belki de hedefimiz, köşeyi döndüğümüzde, bunu bilmiyoruz ve görmüyoruz. O yüzden de çabuk vazgeçiyoruz. Ya da cesaret edip adım bile atmıyoruz. Zaten cesareti olmayan ve harekete geçmeyi göze alamayan insan, yolun uzunluğu gördüğünde de vazgeçer.  Hadi o zaman şimdi tam vakti! Hayat hızlıca akıp giderken eğer ayağa kalkıp harekete geçmezsek, bir bakmışız hayallerimizin ve hedeflerimizin yanından teğet geçiyoruz ona göre!

Sağlıcakla ve farkındalıkla kalın.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.