Hava Durumu

Sessizliğin kelimeleri

Yazının Giriş Tarihi: 27.12.2020 06:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.12.2020 06:30

Goethe diyor ki; "Konuşmak ihtiyaç olabilir ama susmak sanattır." İnsan her şeye konuşuyor da nedense susmayı başaramıyor. Halbuki çoğu zaman sessizliğin kelimeleri konuşmaktan daha fazla şey anlatıyor. Konuşarak güzel iletişim kurmak için yapmamız gereken çok şey var ve oldukça emek istiyor. Lakin susmak için emeğe değil, olgunluğa ve bilgeliğe ihtiyacımız var. Bir de çok konuşandan ziyade susmayı bilen insan, dinlemeyi biliyor. Konuşan çok da dinleyen az, susan az. Bakıyoruz bazen de konuşarak derdimizi anlatabildiğimiz az. Hani anlatırız, anlatırız da bakarız anlayan yok. İşte esasen orada en güzeli susmak! Bırakalım sessizliğimiz bizim anlatamadıklarımızı anlatsın. Tabi ki bir de boşa emek sarf etmemiş oluruz. Bir zamanlar her şeyi konuşarak anlatabileceğimi sanırdım. Oysaki çok sonra anladım ki, meğer sessizliğin anlattıklarını kelimelerle bile anlatamıyormuşum. Ama ne yazık ki bu konuda ciddi bir yanılgıya sahibiz o da sessiz kalmayı acizlik olarak görmek! Herkeste aynı kaygı, "ben susarsam karşımdaki, bak nasıl da susturdum demez mi?" Tamam da derse ne olur? İnsan egosu öyle bir şey ki; ezilmesin de rezil olsa da olur. Ne güzel demiş Mevlana; "Edepli edebinden susarmış, edepsiz de ben susturdum sanırmış." Yani insan önce kendini bilecek. Susmayı bilen zaten asaletinden, bilgeliğinden susar ve karşısındakinin ne düşündüğüne takılmaz. Ama sükut da gerçekten bilgelik ve olgunluk ister. Ee atalarımız boşa dememiş; "söz gümüş ise sükut altındır" diye. İnsan vara yoğa konuşur, boş boş da konuşur, dedikodu için de konuşur. Birilerini üzmek kırmak için, birilerine rahatsızlık vermek için de konuşur. Yani en çok da gereksiz yere konuşur. Fakat sustuğunda bu onun olgunluğu ve erdemidir. Ama haksızlığa, zulme ya da kötülüğe karşı sesiz kalmaktan, susmaktan bahsetmiyoruz tabi ki! İnsanın nerede susması nerede konuşması gerektiğini bilmesinden bahsediyoruz. Yeri geldiğinde susarak ne kadar çok şey anlatabileceğimizden bahsediyoruz. Kendini bilen insan ne söylediğini de bilir, neden sustuğunu da! Düşünerek konuşur, susarak düşünür. Böyle olunca konuşmasından da bilgelik akar, susmasından da. Boşa dememişler; "akıllı bildiğini söylemez, deli söylediğini bilmez" diye. O zaman bilelim ki; çok düşünmek için az laf gerekir. Bırakalım kim ne derse desin. Biz susalım ve unutmayalım ki; sessizliğin cevabı çetindir ve er geç yerini bulur. Sanırım Mevlana'nın şu sözü ne demek istediğimi çok da güzel anlatıyor; Kör cehalet çirkefleştirir insanları, suskunluğum asaletimdendir! Her lafa verecek bir cevabım var lakin, bir lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye!

Sağlıcakla ve farkındalıkla kalın.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.