Olumsuzluk olayda mı, bakış açımızda mı?

John Ruskin ünlü bir İngiliz sanat eleştirmenidir. Bir gün Ruskin'in zengin bir arkadaşıyla akşam yemeği randevusu vardır. Arkadaşı restorana suratı asık bir şekilde gelir. Yemeğe gelirken göğüs cebindeki dolmakalem kırılmış ve hint mürekkebi kendisine hediye edilen değerli bir mendilin üzerine leke yapmıştır. Arkadaşı mendili çıkarıp Ruskin'e gösterir. Mendilin ortasında oldukça belirgin siyah yuvarlak bir leke vardır. Adam bu duruma o kadar üzülmüştür ki, doğru dürüst yemek bile yiyemez ve erkenden kalkar. O esnada da mendili masanın üstünde unutur. Ruskin çıkarken mendili yanına alır. Bir süre sonra arkadaşının evine bir paket gönderir. Arkadaşı paketi açtığında, kendisini çok şaşırtan ve sevindiren bir şeyle karşılaşır. Mürekkep lekeli mendilin harika bir sanat eserine dönüştüğünü görür. Ruskin, biraz hint mürekkebi almış, özellikle yuvarlak lekeyi merkez olarak kullanmış ve bütün mendili kaplayan muhteşem bir desen çizmiştir.

Ruskin arkadaşının bir olumsuzluk olarak gördüğü mürekkep lekesinden bir sanat eseri ortaya çıkarmıştır. Aslında hayatta yaşadığımız her şey böyledir. Olumsuzluk olarak gördüğümüz her olayın içinden kendimize bir kazanç meydana getirebiliriz. Çünkü bu tamamen bizim olaya bakış açımızla şekillenir. Olaylara en olumsuz açıdan baktıkça, içinde barındırdığı avantajları da gözden kaçırırız. Algıda seçicilik dediğimiz durum tam da burada gerçekleşir. İnsan her zaman odaklandığı şeyin dışındakileri kaçırır. Bu sebeple önce neye odaklandığımızın farkında olmalıyız. Bir kural vardır; insan kusur aradıkça kusur bulur, olumsuzluk aradıkça olumsuzluk bulur. Ama yaşadığı her şeyden kendine avantaj oluşturan bir insan, hayattan lezzet almayı ve kazançlı çıkmayı başarır. Bu açıdan baktığımızda da şu gerçek ortaya çıkıyor; aslında bizi yıpratan olaylar değil kendimiziz!

Olumsuzluk; başımıza gelen olayda mı yoksa bakış açımızda mı, önce bunun ayrımını doğru yapmalıyız! Gerçekten de böyle değil midir? Bazen bizim karalar bağlayıp, hayata küstüğümüz bir olaydan, bir başkası doğru bir şekilde çözümleyip, üstüne kazançlı bile çıkabiliyor. Şimdi oradan; "herkesin dayanma noktası ve gücü bir değildir" dediğinizi duyar gibi oluyorum. Çok haklısınız! Gerçekten kimsenin kendine ettiği de kattığı da bir değildir! Şunu kabul edelim ki; olumsuzluk olaydan ziyade bizim bakış açımızdadır. Bir kez daha düşünelim ne dersiniz? Olumsuzlukları oluşturan aslında bizim tutumlarımız olabilir mi?

Sağlıcakla ve farkındalıkla kalın.