Her zaman bir alternatif daha vardır

Dönemin ilk dersi mantıktır ve derse yaşlıca bir profesör girer. Öğrencilerden biri söz isteyerek sorar: "Sayın profesör, mantık bize ne öğretir, lütfen önce bunu anlatır mısınız?"

Profesör, kendisine merakla bakan öğrencilerine: "Mantık dersinin insanların düşüncesine yaptığı etkiyi açıklamak biraz güçtür, onun için bunu sizlere bir örnekle açıklamak istiyorum, farz edin ki maden ocağından iki insan çıkıyor: birisinin üzeri tertemiz, diğerininki ise kömür karası içinde. Bunlardan hangisinin yıkanması lâzımdır?" diye sorar.

Öğrenciler, hiç tereddüt etmeden: "Elbette, kirlisi!" diye cevap verirler.

Profesör, tebessüm ederek: "İşte evlâtlarım, mantık bu soruya cevap vermeden önce şunu sorar: Nasıl olur da bir maden ocağından çıkan iki kişiden birinin üzeri tertemizken diğerininki kirli olabiliyor?"

İşte çok az durumda mantık çerçevesinden bakmayı başarabiliyoruz ve işin gerçek yüzünü görebiliyoruz. Pekala bunun için neye ihtiyacımız olabilir? Elbette en doğru soruyu sormaya. İçinde olduğumuz duruma sorun penceresinden baktığımızda, mantık rafa kalkıyor çünkü, sorun odaklı bir düşünce çözüm üretemez. Ama tecrübe tarafından baktığımız anda, akla gelen mantıklı soru şu; bundan ne öğrendim? Hemen sonrasında; bu öğrendiğimle ne yapabilirim? Ve en sonunda; öğrendiklerimle bu duruma nasıl çözüm üretebilirim? Sizce bunca mantıklı soruyla bu durum bizim hayatımızda sorun teşkil edebilir mi? Elbette hayır! Her zaman hatırlayın ki; madalyonun görünmeyen diğer yüzü vardır, her zaman bir alternatif daha vardır ve her şeyin mutlaka bir çözümü vardır. Mantığımızın yattığı çözüme, içimizden bir his de evet diyorsa, duygusal zekamızla o konuyu çözdük demektir. Çünkü akıl, duygularla desteklendiğinde daha güçlü oluyor. Bir de mantığımız daha çok somut bilgiye muhtaç olduğundan, olaya geniş pencereden bakmak işimize çok yarayacaktır. Büyük resmi görmek önemlidir çünkü, her nesne diğeriyle birlikte anlam ve mantık kazanır. Bir yapbozun tek parçası bize bir şey ifade etmezken, diğer parçalarla birleştiğinde ne olduğunu anlarız. Eğer hayatınızda içinden çıkamadığımız durumlar varsa; ya doğru soruyu sormuyorsunuz, ya da doğru açıdan bakmıyorsunuz demektir. Resmin bütününü görmek için birkaç adım geri gitmek gerekir. Siz de resmin yalnızca odaklandığınız kısmını mı görüyorsunuz emin olmak için kıpırdayın ve birkaç adım uzaklaşın. Bakın olayın gerçek yüzü nasıl şekilleniyor.

Hiç kıpırdamadan, bulunduğunuz yerden şikayet etmek elbette ki mantığa aykırı! Tıpkı soruna odaklanıp, çözümün ayağınıza gelmesini beklemek gibi... Öyleyse, bulunduğunuz yerden memnun değilseniz yer değiştirin, sonuçta ağaç değilsiniz ya!

Sağlıcakla ve farkındalıkla kalın.