Hava Durumu

İslam'da nikâhlanma ile ilgili zor sorular ve cevapları (1)     (Geçen haftadan devamla)

Yazının Giriş Tarihi: 15.02.2019 07:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.02.2019 07:02

1. Nikâhlanabilecek kadın sayısında bir sınırlama var mıdır?

Önceki yazımızda da belirttiğimiz üzere Nisa 3'teki "ikişer, üçer, dörder..." hitabıyla, himayeleri altındaki yetim ve dul kadınlara dair elinden-belinden-dilinden emin olmayan insanlara, (Onlarla evlenmek yerine) başka helal yollar gösterilmekte ve "bırak o garibi ve günah işi. O'nun yerine şu sevap yolu seç; başka kadınlardan ister bir, istersen de birden çok al. Yeter ki onları istismar etme!" denmektedir ki bununla, "kadın sayısına sınırlama getirmek değil, istismar konusunda yapılan tembihi güçlendirilmek amaçlanmaktadır" kanaatindeyim.

Nikâh, boşanma, zina ile ilgili diğer Kur'an ayetlerinde de (Bakara 221, 226,  227, 237, 241; Nisa 3, 19, 20, 25, 35, 128, 129, 130; En'am 151; İsrâ 32; Nur 3; Furkân 68; Ahzâb 28, 29, 50; Mücadele 3, 4; Talâk 1-7...) bir erkeğin nikâhlı olabileceği kadın sayısının dörtle sınırlı olduğuna dair herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.

Bakara 240 "İçinizden biri ölüp de geriye eşler bırakırsa..." (Veya İçinizden hanımlarını geride bırakarak ölüme yaklaşanlar...") diye başlamaktadır ki bu da Kur'an'ın (Sınırı konmayan) çok eşliliği kabul ettiğinin bir başka kanıtıdır.

Kur'an'da özel olarak ayrıntıya girilmemesi ve kesin sayı belirtilmemesi, pek çok meselede olduğu gibi konunun fert ve toplum olarak içinde bulunulan şartlara ve akla bırakıldığını düşündürmektedir.

    2. Aynı anda kaç kadın nikâh altında tutulabilir?

Nisa 3'teki bu "İkişer, üçer, dörder" tabirinin bu kadınların birlikte nikahlanabileceğini (Aynı anda nikah altında bulundurulabileceğini) de gösterdiği kanaatindeyim.

Şöyle ki... Çok basit bir örnekle; "Eğer armudu sindirebileceğinizden emin değilseniz onun yerine bir elma yiyin, hatta (Bir elmanın armudun yerini tutacağından, ondan tatmin olacağınızdan emin değilseniz) ikişer, üçer dörder yiyin" derken, onların ancak farklı zamanlarda, yani birisinin şimdi diğerlerinin üç ay sonra, beş ay sonra yenilebileceğinin kastedildiği manası çıkarılamaz. 

Yukarıda açıkladığım üzere bir sınırlama olmadığına göre Allah'ın boşanmayı en sevmediği işlerden biri olarak bize bildirmesi de (Talak 3), dörtten fazla kadınla evli olunabileceğine işaret etmektedir. Yani almaya izin var ama boşamaya tahdit, tenkit ve ihtar var... Şayet bunu böyle kabul etmezsek Hz. Peygamberi ve diğer pek çok İslam büyüğünün hanımlarının dörtten fazlasını boşamadığı gerekçesiyle haşa Kur'an hükümlerine aykırı hareket etmiş saymamız gerekecek ki bunun doğru bir düşünce olacağı kanaatinde değilim.

     3.  Evlenilecek kadın sayısı dörtle sınırlanmış mıdır?

Öncelikle şunun altını çizmemiz gerekiyor:  Aslında bu "ikişer üçer dörder" hitabı, dörtle sınırlama getirsin ya da getirmesin, çok açık bir şekilde yetimlerin (Dullar dahil korumasız kadınların) hamilerine (Onları koruyucu, kayırıcı rolündeki kimseler) yönelik olarak yapılmıştır. Yani bu hüküm, özellikle, korumasız kadınlar ve onlara (Mal veya ırz için) musallat olması ihtimal dahilinde olan hamilerini özne olarak almaktadır.

Bu münasebetle hükmün, istismara açık olmayan (Yetim, dul olmayan) hür ve güçlü (Öz ailesi tarafından veya başka bir şekilde koruması olan) kadınlar için getirildiğini söylemek pek mümkün gözükmemektedir. Dolayısıyla bu hüküm hür ve korumalı kadınları bağlamamaktadır denebilir..

İşte Hz. Peygamber'in veya Hz. Hasan'ın, Hz. Ali'nin, Hz. Ebubekir'in ve daha nice İslam büyüğünün birden çok, hatta dörtten çok (Hür ve korumalı kadınla) evliliğinin Kur'an hükümlerine aykırı olmadığının kanıtı budur.

    4. Çok evliliği zorlaştıran bir hüküm var mıdır?

    - Nisa 3'te Müslüman erkeklere bu imkân verilirken özellikle eşler arasında adaletle davranabilmeye vurgu yapılmakta, tanınan ruhsat onlara eşit imkanlar sağlayabilme, aile içi huzuru koruyabilme şartına bağlanmaktadır. Ve hepsinin sonunda bütün bunları sağlamanın çok zor olduğu da açık bir dille ihtar edilerek bir kadınla nikâhlı olmanın daha doğru yol olduğu (Kuvvetle) tavsiye edilmektedir.

Nisa 129'de de "Ne kadar dikkat etseniz de (Birden fazla eş aldığınızda) kadınlarınız arasında her hususta adaleti sağlamakta başarılı olamazsınız. Hiç olmazsa birine yeltenip de diğerini mutsuz etmeyin, (Onu kocasızmış gibi)  boşlukta bırakmayın..." buyrulmak suretiyle bu noktaya vurgu yapılmaktadır.

Buradaki "adalet" vurgusunun korumasız kadınlarla ilgili bir konuda geçmiş olmasına rağmen, dinin esaslarından olduğu veçhi ile, sadece hamilerinin koruması altındaki yetimlerle olan (Uygunsuz) evliliklerini değil, hür kadınlarla olan (Normal) evlilikleri de bağladığı düşüncesindeyim.

    - Ayrıca çok kadınla geçim sağlanamaması halinde başvurulacak talak (boşama) işlemi ile Allah'ın en sevmediği bir işin yapılmak zorunda kalınacak olması inançlı bir Müslüman için kolay cesaret edilebilecek bir durum değildir.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.