Hava Durumu

Notre Dame'ın Kamburu ya da Notre Dame Yangını

Yazının Giriş Tarihi: 17.04.2019 07:39
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.04.2019 07:39

Notre Dame Kilisesi (Notr Dam okunur), Paris'te oldukça uzun süren bir inşaat döneminin ardından 1334 yılında tamamlanmış bulunan dünyanın en büyük kiliselerinden biridir.  Kilise, yapıldığı döneme damgasını vurmuş ve mimari özellikleriyle de Fransa'nın Eyfel Kulesi'yle birlikte en çok turist çeken yerlerinden biri olmuştur.

Tarihi eserlerin, hangi kültüre, hangi medeniyete ait olursa olsun ve her ne sebeple olursa olsun yeryüzünden,yangın ya da başka sebeplerle yok olması, üzücüdür. Sadece bu eserlerin yok olması değil onlarla birlikte yaşanmışlıkların, anlamların, tarihin filtrelerinden geçerek bugüne gelen mânâ dünyasının da aslında görünür olmaktan çıkmasıdır üzücü olan.

Victor Hugo'nun Notre Dame'ın Kamburu olarak Türkçeye çevrilen ancak orijinal ismi Notre Dame de Paris(Paris'in Notre Dame'ı) olan önemli eseri de adını bu kiliseden almıştır. Hugo'nun bu romanında, çirkinliğiyle insanların yüzüne bakmaktan imtina ettiği Quasimodo ile çingene kızı Esmeralda'nın bir aşk dünyası oluşturma çabalarının yanında kilisenin rahibi Frollo'nunEsmeralda'ya olan aşkıyla inancını, bilgisini hiçe sayarak ona kavuşma arzusu anlatılmaktadır.

Romantik edebiyat anlayışının önemli temsilcilerinden olan Victor Hugo 19. Yüzyılın diğer romancıları gibi eserlerinde aynı zamanda bir toplumsal fotoğraf gösterir okuyucuya. Bu fotoğraf karesinde yer alanların söyledikleri hemen hemen şunlardır:

Çirkinlik güzelliği barındırmaya engel değildir, bunun en güzel örneği de Quasimodo'dur. Yüzüne bile bakılamayacak çirkinlikteki bu adam adeta iyilik timsali olarak romanda okuyucuya gösterilir. Esmeralda ise güzellik sembolü olarak rahibin kendisine duyduğu tüm hislere onun gücünün etkisini bilmesine rağmen karşı koyarak güzellik ve mücadele ruhunun bir arada olmasının timsali olarak önümüze konur.

Dün çıkan yangınla büyük kısmı tahrip olan Notre Dame Kilisesi'nin, Victor Hugo'nun bu romanında olayın geçtiği merkezi olarak yer almasıyla, yapıldığı günden romanın yazıldığı güne kadar ki ihmal edilmişlikten kurtarılmış ve uzun bir restorasyon dönemiyle kilise eski görünümüne kavuşmuştur.

O halde Notre Dame'ın Kamburu olarak dilimize çevrilen Hugo'nun bu romanında olduğu gibi, tarihin önemli baş yapıtları, hangi kültür ve medeniyet anlayışında olursa olsun, onlara gösterilecek ilgiyle ayakta kalırlar. Nitekim romantik edebiyat, klasik edebiyatın katı taassubundaki insana daha fazla özgürlük alanı oluşturarak onun duygularını, aşklarını, tabiatla ilişkisini açığa çıkarma imkânı vererek bunu yapmıştır.

Hugo'nun bu romanıyla özdeşleşen Notre Dame Kilisesi sadece bir inancın ibadet merkezi olarak değil, bu inanç merkezinde insanların oluşturmak istedikleri etki alanlarıyla dönemin güç ve anlam ilişkilerinin de yer aldığı bir dünyanın da merkezi olmuştur aynı zamanda.

Kaybolanın yerine yenisini koymak, onu yeniden yapmaktan daha zordur çünkü maddi görünürlük her şey değildir.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.