Hava Durumu

'I love you oğlum!..'

Yazının Giriş Tarihi: 27.02.2019 07:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.02.2019 07:02

Birbirimizle anlaşmanın, anlaşabilmenin yollarından biridir beden dilimizi kullanmak.

Beden dili dediğimizde kastettiğimiz sadece vücudumuzun nasıl durduğu, ellerimizin bağlı olup olmadığı, ayak ayaküstüne atıp atmadığımız değildir elbette.

Bakışlarımız, duruşumuz, giyim kuşamımız, hareketlerimiz, sözlerimizdeki tonlama...

Bunların hepsi ve daha fazlasıdır beden dili. İletişimin, yüzde 50-60'ına hâkim olan ifade biçimimizdir beden dili.

Unutulmaması gereken şey her kültürün kendine özgü bir beden dili olduğudur.

Bizim duygu ve düşüncelerimizi beden diliyle ifade etme biçimimiz bir başka kültürde farklı anlamlara yol açabilmektedir.

Ortak kültür kodlarına sahip ülkelerin insanları benzer davranışlar gösterirler.

Bir kültürün insanları için anlaşılabilir olan kimi söz ve davranışlar bir başka kültürün insanı için farklı anlamlara gelebileceği gibi anlaşılmaz olarak da karşılanabilir.

Örneğin yemek esnasında ya da sonrasında geğirmek bizim kültürümüzde çok hoş karşılanmayan bir şey iken bir başka kültürde, mesela Eskimolarda yemeğin güzelliğine övgü olarak   değerlendirilmektedir.

Afrika'ya yaptığımız ziyaretlerde insanların konuşurken gözlerini benden kaçırdıklarını, kendi ayakuçlarına ya da aşağı doğru baktıklarını görüyordum.

Sorduğumda çok söylemek istemeseler de bunun bir saygı ifadesi olduğunu belirtiyorlardı.

Ben ise onlar gibi düşünmüyordum.

Antropolojik bir araştırmanın konusu yapacak olsaydım acaba hangi zaman dilimine kadar geriye dönük gidebilirdim bilmiyorum ama "bir insan saygı ifadesi olarak niye ayak ucuna ya da aşağı doğru bakar ki!.." diye meraklanmıştım. "Acaba", diyordum; "Yıllarca sömürülen insanların beyaz efendilerinin yüzlerine bakmamasını gerektiren bir köle davranışı mıydı bu?.."

Ya da bundan otuz kırk yıl önce annelerimizin ya da babalarımızın bize, size, bizlere "Seni seviyorum evladım!.." cümlesini bugün dizilerde söylendiği şekliyle söylediğine şahit olanlarımız var mı aramızda bilmiyorum; ama bir şeyi çok iyi biliyorum: Annem bana, Amerikan dizilerinde olduğu gibi "I loveyou" demiyordu ama "canım oğlum!.." diye kucaklayıp sardığında yüreğimin titrediğini, annemin sıcaklığını tâ iliklerime kadar hissettiğimi biliyordum.

Bedenimizi konuşturmak, duygularımızı sesimize, bakışlarımıza yansıtmak anlamanın, anlaşabilmenin en kestirme yoludur. Farklı kültürlerde farklı ifade edilse de samimiyetin, sevginin, içtenliğin, sıcakkanlılığın her dilde karşılığı mutlaka vardır.

Sevgisiz anne olduğunu düşünmüyorum, ancak her kültürde annelerin sevgilerini ifade etme biçimleri vardır. Siz uyurken fark etmezsiniz ama hâlâ anneler geceleri o koskoca evlatlarının yanına gelip yorganı açıldı mı, üzeri örtülü mü diye kontrol ederek gösterirler sevgilerini.

Yabancı kelimelerin etkisiyle sadece kelimelerimizi değil onların sahip oldukları anlamları da kaybettiğimizi düşünürsek, farklı kültürlerin beden dillerini benimsediğimizde, o beden dilinin anlam dünyasını da kendi dünyamıza transfer etmiş olacağımızı unutmamalıyız.

Kalın sağlıcakla!..

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.