Hayatı kolaylaştıran kelimeler

Selamünaleyküm.

Günaydın! Hayırlı işler!

Hemşerim sen nerelisin? Kimlerdensin? (Artık bu da kullanılmaz oldu?)

Maymuncuk gibidir bazı kelimeler, bazı cümleler insan için.

Açamayacağı kapı, giremeyeceği gönül yoktur. Hele bu coğrafyada.

Bir dilim ekmeğini paylaşmayı mutluluk bilen, bir tas çorbaya eşlik edecek birilerini bekleyen insanlar için öylesine güzel kelimeler vardır ki hayatlarında kullandıkları!..Gönül köprüleri kurmak için sağlam ayaklar oluşturur bu kelimeler, bu cümleler?

Bir kere kuruldu mu gerisi zaten gelir. Ve sarsılmaz kolay kolay bu köprüler yeter ki gönüllere giren kelimelerimizi, gönül köprüleri kuran cümlelerimizi yok etmeyelim.Bir selamın, bir güzel kelamın etkisini ortadan kaldırmayalım.

Maalesef aramızda gönül köprüleri kuran güzel kelimeleri, güzel cümleleri kaldırınca birbirimize yabancılaşmaya başladık. Yabancılaşma ötekileşmeyi, ötekileştirmeyi getirdi. Birbirlerini ötekileştiren insanlarınsa birbirlerini dinlemeleri, anlamaları mümkün değildir.

Selam vermek; tanımak, tanışmak adına bir başlangıç, gönül köprüsünün temeline atılan bir harç vazifesi görürken, üzülerek ve mahcubiyetle ifade ediyorum ki, "Tanımadığın insanlara selam verme!.." deme konumuna geldik. Oysa asıl tanımadıklarımıza selam vermeliyiz. Tanımak ve tanışmak için.

Merhaba demeliyiz. Selam vermeliyiz. Günaydın demeliyiz.

Hayırlı işler, hayırlı sabahlar demeliyiz tanımadıklarımıza ki bir yakınlığa, bir muhabbete, bir tanışıklığa vesile olsun!

Şu an bu yazıyı okuyan herkesin şunları dediğini duyar gibiyim:

- Kapı komşumuzu tanımaz hale geldik!..

- Asansörde karşılaştığımız insanlara bile neredeyse bir kelam etmez durumdayız.

- Oturduğumuz çok katlı binalarda bırakın asansörde selamlaşmayı, bayramlarda dahi komşuların kapılarını çalmaz olduk!..

Öyle çok cümleler, halimizi, ahvalimizi yanşatacak öyle çok cümleler kurarız ki!..

Bütün bunları bir tek söz ortadan kaldırır aslında yapabilsek. Anahtar kelime selamdır.

Büyük çoğunluğumuzun inanç olarak Müslüman olduğumuzu söylediğimiz bir toplumda, eğer yabancılaşma, ötekileşme, birbirinden uzaklaşma oluyorsa; her türlü tercih farklılıklarımıza, yaşam biçimlerindeki farklılıklarımıza rağmen, bilin ki bu,selamıortadan kaldırmamızla çok yakından ilgilidir.

Müslüman olduğunu söyleyenlerin birbirlerine selam vermemeleri, selam konusunda onca âyet ve hadisin gereğini yapmadıkları anlamına geleceği gibi, toplumsal birlikteliğin yok olmasına da yol açmaktadır.

Tekrar hatırlatmakta yarar vardır:

Selam sadece tanıdıklarımıza verilmez. Ve selam sadece iyi insan olduklarını düşündüklerimize verilmez.

Selam alıp verdiğimizde birbirimizle yakınlaşacağımızı, bir ve beraber olacağımızı unutmayalım!..

Ve Allah bizi "Ne selamı alınır ne selam verilir!.." denilen kişilerden eylemesin!..

Bir kelime

Hasbi: Gönüllü ve karşılıksız olarak yapılan

Türk Dil Kurumu bu kelimenin anlamını böyle verirken yanına da bir açıklama koymuş: "Eskimiş"

Umarım ve dilerim ki gönüllü ve karşılıksız olarak yapma duygusunu kaybetmeyiz. Kendi istek ve arzumuzla, gönüllü ve karşılıksız olarak güzel şeyler yapma düşüncesini, duygusunuyok edip eskitmeyiz.

Kalın sağlıcakla!..