Cuma mı kara biz mi karayız?..

Merak, öğrenmenin, bilgiye erişmenin en temel basamaklarından biridir. İnsan merakını gidermenin peşinde öğrenme eylemine girişir çoğunlukla. Merakının peşinde koştuğu için de yeni bilgiler edinir, yeni yerler görür, yeni coğrafyalarda yeni insanlar tanır.

İletişim ve ulaşım imkânlarının artması, 90'lı yılların ortalarından itibaren hayatımıza yaygın olarak giren internet ve internet tabanlı teknolojilerin bize sağladıkları merakımızı sadece gidermemiş daha da artırıcı bir rol oynamıştır. Görece bilgiye erişimin hızı artmış, yolları çoğalmıştır.

Yeni bir kültür, yeni davranış biçimleri etkisini hemen hemen bütün dünyada hissettirmeye başlamış, yerel olan ne varsa kısılmaya, kısıtlanmaya, yavaşça ortalıktan çekilmeye ve kaybolmaya yüz tutmuştur. Bu kayboluşun hızı, ona sahip olanların ona verdikleri değerlerle yakından alakalıdır. İnsan sahip olduklarını kelimelerle, kavramlarla dillendirir; anlam dünyasını bunlarla oluşturur ve hayatında bunların çok büyük etkisi hissedilir.

Değerler, eğer önemsemezseniz, içi boşaltıldığında ve anlamı değiştirildiğinde sizin için çok bir şey ifade etmeyecektir. Aradan yıllar geçtikten sonra, "Ya biz ne zaman böyle olduk?... Biz ne ara bu hâle geldik?.. Eskiden böyle değildi!.." diye cümleler kurmaya başladığınızda hatırlayacağınız ilk şey, içi boşaltılan ve anlam değişikliğine uğrayan değerler karşısında sessiz kalışınız ve önemsemeyişiniz olmalıdır.

Bugün hemen bütün ulusları etkisine aldığı açıkça görülün davranış biçimlerine şahit oluyoruz. Kendi değerlerini bir kenara bırakıp, bir şekilde çekim etkisine girdiği başka başka değerleri dillendirdiğini görüyoruz günümüz insanının. BLACK FRIDAY (Kara Cuma) bu evrensel davranış biçimlerinin örneklerinden biridir kuşkusuz.

Kara Cuma (!)

Kim nasıl ve hangi düşünceyle söylerse söylesin; Cuma, az ya da çok inanç değerlerine sahip hangi Müslüman için olursa olsun, mübarek bir gündür ve kara sıfatıyla asla bir araya gelmemelidir. Cuma'ya kara sıfatını koyanların düşüncesi, niyeti ne olursa olsun, Cuma'yı bir mübarek gün olarak anlamlandırıp yaşayanların ona kara demesi asla kabul edilemez. Başkaları için kara olanCuma günüMüslümanlar için bembeyaz, tertemiz ve bereketiyle her daim kuşanmak isteyeceğimiz güzel bir gün; hakkında Kur'an'da âyet olan bir gündür.

Her Cuma telefon mesajlarıyla "Hayırlı Cumalar!" diyenlerin bile Kara Cuma(!) indirimlerinden bahsetmesi, Cuma'yı kara olarak nitelemeleri ne kadar acı!..

Çoğu zaman, "Yapmayın ya bu kadar da abartmayın!.." diyenleri duyarız değerlerimiz karşısında hassasiyet gösterdiğimizde. Abartılı olarak değerlendirdikleri bu hassasiyetimiz için birileri, "Ya adamlar bir Cuma indirim geleneği başlatmışlar ona da bu adı vermişler ne var ki bunda!.." diyecek kadar saflığa vurdurabilirler işi. Ancak unutulmamalıdır ki, değerleri dün, bugün ve gelecek açısından oldukça önemli gören ve kaybolmasıyla, inancın, kimliğin, kültürün, var oluşumuzun sorunlu hale geleceğinin bilincinde olanlar için en küçük ihmal bir yok oluş sürecinin başlangıcı, ateşleyicisi olur.

Sarı öküzle aslanın hikâyesini bilenler ne demek istediğimizi çok iyi anlayacaklardır. Hikâyeyi bilmeyenler için burada anlatmak için yerimiz yok; ancak şunu söyleyerek ne demek istediğimizi daha açık bir şekilde dile getirelim:

"Bizi biz yapan değerlerimizi bugün yok sayarsak yarın onların yerine başkalarının değerlerini koyup, onlar gibi düşünmeye, onlar gibigörünmeye, onlar gibi hissedip onlar gibi yaşamaya başlarız."

Çok basit bir hayat gerçekliğidir bu!..

Kalın sağlıcakla...