Bir arınma ve muhasebe günü: Şehr-i Ramazan

Mayıs ayının ilk haftasıyla birlikte Müslümanlar için on bir ayın sultanı olarak adlandırdığımız Ramazan ayına kavuşuyoruz inşallah.

Ramazan, İslâm'ı kendisine din olarak seçmiş, onun ilke ve esaslarını hayatında bir yol, bir yöntem edinmiş Müslümanlar için mübarek bir ay, bir arınma, kendini hesaba çekme ve bin aydan daha hayırlı olduğu bizzat Kur'an tarafından bildirilen mübarek Kadir gecesinin yaşanacağı bir aydır.

İnanıp güzel hareketlerde bulunan ve hakkı ve sabrı tavsiye eden müminlerin kurtuluşa ereceği bir dünyada, Müslümanlara bahşedilen en güzel aydır Ramazan.

Ramazan'ın manevi havasını iliklerine kadar yaşayanlar ancak onun bütün boyutlarıyla diğer aylardan, diğer günlerden farklı olduğunu anlayabileceklerdir.

Ramazan ayı, ne sadece Kur'an'ın indirildiği bir ay, ne sadece sabahtan akşama kadar yemeden içmeden Allah rızası gözetilerek geçirilen zaman, ne sadece oruçlu iken yasak edilen şeylerden uzak durmak ve ne de sadece aç kalıp açların halinden anlamaktır.

Ramazan, bütün bunlarla birlikte bir arınma, bir kendine çeki düzen verme, bir ön hazırlıktır hesap verebilir olmaya.

Müminim, Müslümanım dediğim anda, bu imanın beni yükümlü kıldıklarına sahip çıkmaktır Ramazanı yaşamak.

Bu öylesine bir yaşamadır ki, iman sahiplerinin gündelik hayatlarında, kendilerini bağlı ve kul hissettikleri yüce yaratıcılarına, Allah'a karşı bağlılıklarının bir ifadesini yansıtmasıdır yaşadıklarıyla, söyledikleriyle, hissettikleriyle...

Ruh ve bedeniyle bir bütünlük içerisinde Allah'ın emrine amâde olmaktır Ramazan

İnsan, ne kadar yaşayacağını bilemediği ve asla bilemeyeceği bir süre için bulunduğu şu dünyada, her hal ve şartta, kişisel imtihanını yaşadığı birçok olayla karşılaşır. İnsanın yaşadıkları, yaptıkları, söyledikleri; yapması gerekirken yapmadıkları, söylemesi gerekirken söylemedikleri, kendisi için bir imtihandır.

Biz Müslümanlar bu dünyanın bir imtihan dünyası olduğuna inanırız.

Bu dünyada imtihanı başarıyla geçirmenin yolu, hakkıyla geçirilen Ramazanlardan geçer.

Ramazanın ruh ve bedenimize etkileri, bizim imanımızın bir yansımasıdır aslında. Ramazan'ı gerektiği gibi yaşamak, imtihanın zor sorularınacevap vermek gibidir. Bu nedenle Cenab-ı Allah Ramazan orucuna verilecek mükafatı bizzat kendisinin tayin edeceğini belirtirken, orucun bireysel yönünün ağırlıklı oluşuna dikkat çekmektedir.

Bireysel bir arınma olarak oruçlu olma hali, müminin "inanıyorum varlığına, birliğine" diyerek yaratıcısına verdiği sözü yerine getirme çabasıdır.

Madden ve mânen bir coşkunun yaşanacağı bu mübarek ay, sadece tutacağımız oruçlarla, kılacağımız namazlarla Allah'a olan kulluk vazifelerimizin yerine getirileceği bir ay değil; fakirin, yoksulun, kimsesizin, yolcunun, hastanın, garibin, komşunun, muhtaç olanın da her daim korunup kollanacağı, gözetileceği bir aydır.

Ne mutlu Ramazan ayını gereği gibi değerlendirenlere!..

Ve ne mutlu Kadir Gecesi'ne erişip onu hakkıyla değerlendirenlere!..