Hava Durumu

Ayna

Yazının Giriş Tarihi: 08.05.2019 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.05.2019 07:30

Ayna, sanatın hemen her türlüsünde sıkça ve sıklıkla başvurulan bir metafor olmuştur.

Ayna, sadece bir yansıtmanın aracı olarak kullanılmakla kalmamış aynı zamanda insanın ruh ve beden birlikteliğinin, gerçekliğinin gösterildiği bir zemin olarak da kullanılmıştır.

Aynayı elinde tutan onun yansıtma özelliğini kullanarak kâh yürüdüğü yollara kâh iç dünyasına kâh dış dünyasına tutmuştur. Nitekim roman, kimi romancılar için "yol boyunca gezdirilen ayna" olmuş, kimileri bu aynayı bazen dış dünyaya bazen de kendi iç dünyalarına, psikolojik durumlarını yansıtmak için tutmuşlardır.

Sinemanın hayatımıza girmesiyle ayna bir beyaz perdeye dönüşmüş; baktığımızda sadece kendimizi gördüğümüz bir nesne olmaktan çıkmış; bize, bizim dışımızdaki kişilere, bizim dışımızdaki dünyaya, çevreye ve çevreyi ilgilendiren her şeye, zihnimize ve ruh dünyamıza bakanların belki bir tür "yansıtma" aracı olmuştur.

Sinemayı, sadece ayna metaforuyla sınırlamak haksızlık olur.

Sinema sadece ayna değil, belkide, içeriye ya da dışarıya bakıp gösteren, ses verip oynatan, oynattığını aksettiren aynayı icad etmektir aynı zamanda!..

Bu nedenle sinema aracılığıyla bir film ortaya koyanlar, aslında bir dünyayı önümüze getirip koyanlardır.

"Aynada gördüğün suret senindir, aynanın değil"

2-5 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilen Sufi Sinema Günleri etkinlikleri dolayısıyla oldukça yoğun kültür ve sanat etkinlikleriyle geçen bir programa katılmak için Hz. Mevlâna'nın şehri Konya'daydık. Konya valiliği, İl Kültür müdürlüğü, İl ve ilçe belediyeleriyle Konya'daki üniversitelerin katkı verdiği etkinlikler süresince gerek belgesel film gerekse uzun metrajlı filmler seyrettik. Bu filmlerin yönetmenleriyle tanışıp sinema ve sinemanın dili hakkında konuşma imkânı elde ettik. İranlı yönetmen Majid Majidi de bunlardan biriydi.

Kültür ve sanat, ihmal edildiğinde medeniyet havzasının kurak bir çöle dönüştüğüne tarih boyunca şahit olmuşuzdur.

Devletlerin büyüklükleri, fethettikleri toprakların büyüklüğünden ziyade yeryüzünde bıraktıkları kültür ve sanataait izlerle anlaşılır.

Hz. Mevlâna'nın "Aynada gördüğün suret senindir, aynanın değil" sözü, bir veciz söz, bir motto olmasının ötesinde, insan için, insanın oluşturduğu, yaşattığı medeniyetten bize kalanlar için derinlik barındıran bir anlam dünyasının da ifadesidir aynı zamanda.

Bir sinema filminde beyaz perdeye yansıtılan dünya, Mevlâna'nın sözünde de belirtildiği üzere, o perdenin, o aynanın dünyası değildir. Gerçekliğin, yaşanılan ya da hissedilen, anlaşılan ya da anlaşılmaya çalışılan; görülen ya da görülme ihtimali olan bir dünyadır aynadaki/perdedeki dünya...

Senin, benim, ötekinin yaşadığı dünyadır bu dünya. O dünyanın bir yansıması, o dünyada olanın bir görüntüsü, o dünyada var olanın ve o dünyaya ait olanın yansımasıdır aslında.

Okumasını bildiğinde, bakıp görmesini bildiğinde insana ait hemen her şeyin anlaşılabileceği bir dünyadır o dünya.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.