Bu ayıbı bitirmemiz lazım!

İki hafta önceki yazımda...

"Kadına şiddetin sonu gelmiyor" başlığı altında kadınlarımıza karşı yapılan şiddet eylemlerini irdelemiştim.

Maalesef...

İki hafta içinde, yine bir çok kadına yönelik şiddet haberleri aldık...

Yaptığımız çağrılar ve alınan tüm önlemlere rağmen bir türlü bu miğde bulandırıcı olayları durduramıyoruz!

Bunun en acı örneklerinden birini, önceki hafta Bursa'da yaşamıştık.

Kendisinden ayrılmak isteyen 2 çocuk annesi sevgisilisini yakarak öldüren caninin haberi toplumda büyük bir infial uyandırmıştı.

Cani sevgili, önceki gün verdiği ifadesinde ise susma hakkını kullandı.

Yani...

Kendini haklı bulacak hiç bir gerekçesi olmadığının o da farkına vardır.

Fakat, öfkesi insane duygularının çoktan önüne geçmişti.

Toplumumuzda şiddete maruz kalan talihsiz kadınlarımızın sayısı gün geçtikçe artıyor...

Acıdır ki...

Bu şiddet olaylarına, geçmişten günümüze kadar sürekli rastlıyoruz ama bir türlü bitiremiyoruz...

'Artık bu son olsun' diye diye asla sonu da gelmiyor.

Alınan tüm önlemler boşa çıkarken, yapılan tüm çağrılar da kulak ardı ediliyor.

Peki bunun nedeni nedir?

Bence, toplumsal bir zihin temizliğine acilen ihtiyacımız var.

Okul sıralarından başlamak üzere, kadınlara gereken değerin verilmesi yeni nesle empoze edilmelidir.

Ayrıca...

Aile içindeki şiddetin de çocuklara olumsuz anlamda örnek teşkil edeceği bilinciyle ebeveynlerin hareket etmesi gerekiyor!

Diğer taraftan ise...

Kadına şiddete yargımız en ağır cezaları vermelidir.

Bu cezalar yaşanan şiddete tabi ki kesin bir çözüm olmaz.

Fakat, caydırıcılığı da göz ardı edilmemelidir.

Kadına karşı şiddetin önlemesi için gereken  bilincin hızla yerleşmesi artık toplumsal vicdan adına büyük önem arz ediyor.

Kadınlarımızın maruz kaldığı bu şiddet bir an önce son bulmalı!

Unutulmamalı ki...

Gelecek neslin şiddete karşı dik duruşu, bugünlerde atılacak tohumların nasıl filizleneceğine bağlı...

Sonuç olarak; örnek bir nesil yetiştirmek istiyorsak, bunun yolu kadınlarımıza gösterdiğimiz saygıdan geçiyor.