Yeni savaşımız 'Kanal'

Daha başlamadan sesler yükselmeye başladı. Şimdiden bir korkudur aldı birilerini. Dünya gündeminde haberler haberler...

Kanal İstanbul Projesi diyorum rahatsızlık vermeye başladı bazılarına artık.

Daha ortada fol yok yumurta yok.Sadece hayata geçmeyi bekleyen bir amaç şuan ama yine de acabası bile can sıkıyor sanırım. İsrail medyası projenin gelirine takmış, usanmamış hesap kitap yapmış. Rusya desen projeden endişeliymiş.

Ee normal endişelenmeleri bazılarının ellerinden önemli şeyler yok olacak. Taşlar yer değiştirecek. Kartlar yeniden dağıtılacak. Kolay mı bunca zaman oturmuş düzenden vazgeçmek. O kadar paradan mevkiden pay vermek.

Ama gel gör ki bunca şeyden sonra bile içimizden birileri de rahatsız bu durumdan.

Bana göre eğer devlet için millet için ülke için yararlı olacağı kesin olan bir şeye karşı çıkan varsa içimizden ben onların kendilerinden de savunduklarından da şüphe duyarım.

Belediye seçimlerinin sonuçlarının açıklandığı zaman babamla beraber takip ediyoruz ve sonuçlar açıklanmaya başladı.

Babacığımın ilk tepkisi şu oldu "aha yattı Kanal İstanbul geçmiş olsun."

"Neden öyle diyorsun ya? Ne alakası var buna da karşı çıkacak halleri yok ya baba. Ön yargılı olmasak mi artık napsak" dedim. "Bak görürsün" dedi bana o gün. "İşi yokuşa sürecekler, imza atmayacaklar belgelere, en az iki yıl sekteye uğrar gibi" dedi.

Sonra aylardan Eylül, İstanbul'dayız. Ayasofya yeni açılmış o aralar. Babam, eşim, kardeşim Ayasofya'ya gittiler, geldiler. Daha içeri girer girmez eşim ne gördük dedi " metroda bir slayt dönüp duruyor durmadan, "ya Kanal ya İstanbul " diye dedi. Hemen arkasından babam içeri adımını attı ve bana " bak gördün mü hatırladın mı ben sana ne demiştim "

Ben şok öylece suratlarına bakıyorum. "Hadi be" dedim " olmaz öyle şey ne alakası var bir kere. Neyin ne olduğunu biliyoruz gizli değil ya açıp bir okumaya bakar neden karşı çıkılsın ki nedeni ne?"

Evet çıkıldı. Neden mi? Şey buraya yazmaya değer mi bilmiyorum ki aynı İstanbul havaalanına karşı çıkma sebepleri gibi şeyler. Hani ona da denmişti ya kuşlar ölüyor,göç yolu üzerine yapıldı orası falan diye onun gibi şeyler işte. İnsan kendi insanına hakaret eder mi? hakarettir bu.

Dünyanın en büyük havaalanını yap ama göç yolunu tahmin edeme. Onca mühendis bilemedi bunu zaten. Tüh.

Aslında benim kızgınlığım, küskünlüğüm onlara da değil kimin ne olduğu ortada zaten de benim kızgınlığım düşünmeden sorgulamadan bu nedir ki demeden inanan insanlarda. Onca insan onlara inanıp havaalanına da karşı çıkmıştı.  Ben sonradan " ya biz burayı da istememiştik mis gibi olmuş neden böyle davrandık bilmiyorum " diyenini duydu bu kulaklar.

Bilmiyor çünkü sorgulamıyor o at gözlükler bir türlü çıkmıyor.