Bir şey fark ettim bizde ilerleme var sanırım, hem de bayağı önemli bir konuda. Hep kötü şeyler olacak değil ya, azıcık da güzel ilerlemelerden bahsedelim.
Özellikle çocuklar yanımdayken, hem de uzun bir süredir, yola çıkmışsam birden duruyor arabalar. Bir iki derken aaa bir baktım bayağı bayağı herkes alışmış bu duruma, yaya geçidine adım atar atmaz duruyorlar. İlk bir iki kere olunca dalga geçmiştim "hayret yayaya yol vermeyi öğrenmiş bizim millet" diye gülmüştüm kendi kendime...
Sonra yanımda arkadaşım vardı bir gün ona dedim yine bir araba bize yol verince "fark ettin mi bilmiyorum ama birkaç zamandır yayalara yol veriyorlar, özellikle çocuklu olunca neredeyse hepsi duruyor" diye. Evet dedi "fark ettim benimde dikkatimi çekti ama dile vurmamıştım" bu duruma bir müddet güldük.
Ama hoşuma gitmedi değil. Hep özenmişimdir, çünkü büyük sıkıntıydı bizde. Kesinlikle yayaya yol vermeyi sevmez bizim millet hatta özellikle vermez yine vermez, öyle bir hak görmez onlara.
Sen ısrar edip atlarsan yola zorla yol alırsan sinirli kornalara maruz kalırdın.
Avrupa ülkelerini örnek olarak görür imrenirdim ben, tamam bende çok aşırı kurallı değilimdir. İtiraf edeyim onların bazı uygulamalarını fazla titiz bulurdum. Ama bu önemli bir konuydu.
Şimdi ciddi bir ilerleme var...
İlk önce acaba denk mi geldim falan dedim ama yok bayağı bayağı öğrenmiş ve benimsemişiz yayaya yol vermeyi.
Çok eksiğimiz var daha bu başlangıç seviyesi aslında ama olsun ilerleme var mı var ona bakmak lazım.
Benim biraz da iyi şeyleri de görmeye ihtiyacım var sanırım en ufak şeye bile dikkat eder oldum.
"aaa bak iyi güzel gelişen taraftarımız da var" demek istedim. Her şey kötüye gidiyor hissiyatının olması bayağı yorucu.
Çok da umutsuzluğa kapılmak istemiyorum sanırım bu bana iyi gelmiyor, bu yüzden de en ufak bir iyileşmeye sımsıkı tutunuyorum.
Yoksa insan delirmedikçe "aaa arabalar bana yol veriyor" diye sevinmez herhalde.
Sevindiğime göre de sıyırmaya az kaldı herhâlde buradan da bu anlaşılıyor.
Değişik, gündemden uzak, kafa dağıtan bir şeylerden bahsetmek istedim...
Sanırım yine köklü, büyük büyük değişikliklere gidiyoruz çevre olarak. Yine ucumuz bucağımız büyük bir yoğunlukla şekil değiştiriyor. Biz yine sessiz sedasız bu işlerin tamda orta yerindeyiz.
Sözde gizli saklı ama herkesin haberi var nasıl oluyorsa kime gizli anlamadık. Türk bayrakları, Türkçe konuşan Suriyeli askerler, daha bir sürü dikkatimi çeken başka başka detaylar...
Ben biraz gerildim ve yoruldum, bana bir şey bulaşmadan karşıdan izlerken yoruluyorum olan biten tüm olaylara, Mevla’m daha ilerilerinden korusun.
Genel gündemimize coğrafi trafiğimize insani sorunlarımıza bakıyorum da gerçekten bazı şeylere mecburen alışmışız ve hakikaten bu enerjimize bu dayanma gücümüz için helal bize. Çünkü bu tempoyu bu kadar yoğun değişimi kaldırmak gerçekten aşırı zorlayıcı yıpratıcı.
Ama işte ne yaparsın iş başa düşünce insan her türlü zorluğa göğüs geriyor sanırım. Yoksa kendi içimiz zaten yeterince zorlayıcıyken bir de çok daha büyük şeylerle mecburen ilgilenmek zorundayız. Çünkü iç dış fark etmez nedense her şey bizi ilgilendiriyor. Gerçi oturduğum yerden yoruluyorum demeye de utanıyorum biraz. Yoksa sağlıklıyım evimdeyim güvendeyim. Buna hasret kardeşlerim var. Acılarla kıvranan zulme uğrayan tek istediği bunun görülmesi ve durdurulması olan sadece kendi topraklarında evinde yaşamak isteyen milyonlarca kardeşim var. Zor kelimesi bizim ağzımıza yakışmaz esasen. Ama onları böyle elin kolun bağlı canın yana yana izlemek de zor.
Yok olmuyor ben yine dönüp dolaşıp kaçtığım yere geri geliyorum istesem de uzaklaşamıyorum buralardan. Mümkün değil görmemek hissetmemek gözünün önünde olan şeyi.