Hava Durumu

Sonumuz yakındır

Yazının Giriş Tarihi: 12.01.2022 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.01.2022 04:30

Âdetim değildir gündüz vakti televizyon açıp izlemek.

Hiç de ilgimi çekmemiştir malum programlar hatta bazen derim millet fanatik ya belki bir bildikleri vardır az takılayım bende diye ama maksimum 10 dakika sürer nasıl kapatacağımı şaşırırım.

Seneler oldu gündüz kuşağı serileri başlayalı daha hiç baştan sonayı geçtik yarım saat bile açık kalmamıştır bizim evde.

Malum izlemeyince olayları da bilmiyorum ama herhangi bir topluluğa karışayım muhakkak konu buralara gelir ve uzun bir tartışma başlar insanlar arasında.

Bende bir şeyden haberi yok saf saf ne anlatıyorlar kimi diyorlar bu olaylar da neyin nesi diye şaşkın şaşkın dinlerim.

Yine can sıkıntısına acaba neler var belki ilgimi çeker diye açtım televizyonu geziniyorum yok kesinlikle bulamıyorum izleyecek bir şey.

Olmuyor işte yine ısrarla denedim ama yok dayanamıyorum resmen nefes darlığına neden oluyor bende.

Sanki boğuyorlar beni ve enteresan bir huyum var benim başkası adına utanabiliyorum hatta yerin dibine geçiyorum.

Çok olmuştur öyle ekranda gördüğüm bir şeye utanıp da kanal değiştirmek yerine televizyonu kapatmışlığım, kesseler bakamam, devam edemem, uzaklaşmam, görmemem, duymamam lazım. Öyle utanırım ki ve şaşarım o insanların da rahatlıklarına.

Yine ortalığın karıştığı milletin fanatik gibi pür dikkat takip ettiği olaylar silsilesi varmış ve her zamanki gibi benim haberim yokmuş.

Anca haber sitelerine düşerse haberim oluyor oralarda gezinirken görüyorum. Haberleri karıştırırken yine karşıma çıktı ve açıp baktım bende.

 Aman Allah'ım! Meğer tüm ülke neler izliyor nelere maruz kalıyormuş. Biz dünyadan bi haber yaşarken neler neler oluyormuş da haberimiz yokmuş.

Bir haber ile bende oluşan duyguları sayayım size; utanma, iğrenme, tiksinme, şaşkınlığın en dibi, rezilliğin daniskası...

Ben bir kaç satırlık haberine dayanamıyorum millet saatlerce onları dinleyip izleyebiliyor. Ve bundan zevk alıyorlar.

Ve ben yine saf bütün çirkinlikler, aşağılıklar, günahtan öte şeyler büyük yerlerde büyük şehirlerde olur çünkü insanlar genellikle birbirlerini tanımazlar, sormazlar, soruşturmazlar, vurdumduymazlaşırız zamanla ve herkes dilediği gibi yaşar.

Küçük yerler böyle mi herkes birbirini az da olsa tanır, bilir, bir aidiyet duygusu hâkimdir zannederdim ama meğer tam tersiymiş her şey. Ne kadar çok yakın olunursa o kadar günaha batarmışsın meğer. Biz sadece bu olayları yabancı dizilerde filmlerde son yıllarda bizim dizilerimizde gördüğümüzü zannederken millet bir "yalan rüzgârı" içinde yaşıyormuş. Hayatları dizi film olmuş. Ve haliyle sonları da "kaçınılmaz son" gibi olmuş. Okuduğum şeyler çok mide bulandırıcıydı büyük şaşkınlıkla okudum.

Ve ben bir şey fark ettim. Ben inancımı kaybede yazıyorum. Güzel şeylere olan inancımı, iyi namuslu insana olan inancımı, masumluğa olan inancımı, güvenmek duygusuna olan inancımı...

Her şey o kadar kötü ki. İyilik neydi onu unuttuk neredeyse. İyiye giden hiç bir şey yok son yıllarda bunu fark ettim bir anda. Battığımızı fark ettim...

Bu dünya daha ne kadar böyle ayakta kalabilir ki...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.